8 May 2010

uzamsal ütopyalar, kapalılık meselesi...

uzamsal biçim ve zamansal süreç ütopyacılıkları,
belli toplumsal ve ahlaki hedeflere ulaşmayı sağlayacak yaratıcı uzamsal oyun fikri, uzamsal biçimlere içkin olanaklarla girişilecek açık uçlu bir deney potansiyeline dönüştürülebilir (farklı kollektif yaşam, toplumsal cinsiyet, üretim-tüketim biçimleri ) keşfine olanak tanır.
Lefebvre(1991)uzam üretimi anlayışını böyle geliştirmişti örneğin. Bu anlayışı, alternatif ve bağımsızlaştırıcı stratejileri keşfetmenin ayrıcalıklı bir aracı olarak görmüştü. Fakat Lefebvre, geleneksel uzamsal biçim ütopyacılığına, tam da içe kapalı otoriterlikleri yüzünden, kararlılıkla karşı çıkar. Kartezyen anlayışı; mutlak uzam anlayışlarından türeyen siyasal mutlakiyeti; rasyonel, bürokratik, teknokratik ve kapitalist uzam tanımlarının dünya üzerinde yarattığı baskıları çok sert bir dille eleştirir. Onun açısından uzamın üretimi, sonsuza dek açık bırakılması gereken bir olasılıktır. Bunun etkisi ise, ne yazık ki, herhangi bir alternatifin gerçek mekanını tanımsız kılan bir düş kırıklığıdır. ..Temeldeki sorunla yüzleşmekten kaçınır. O da şudur: bir uzamı somutluğa kavuşturmak demek, geçici bir süre dahi olsa, otoriter bir edim olan kapanmayı göze almak demektir. Her ne kadar kapanmanın zorunlu sonucu olarak hayal kırıklığı yaşanacaksa da, gerçekleşmiş tüm ütopyaların tarihi, kapanmanın temel ve kaçınılmaz bir mesele olduğunu gösterir.
Dolayısıyla eğer alternatifler gerçek kılınacaksa, kapanma sorunundan( ve bunun varsaydı otoriteden)sürekli kaçmak mümkün değildir. Tersi, karşılık bulmamış özlem ve arzunun mücadeleci romantikliğinde sonsuza dek sürüklenmek olur.(s: 225)

Hiç yorum yok: