24 Nis 2011

Dolayımsız bilgiye baska bir bakıs

Novalis 1795-1796'da Fichte'nin felsefesi üzerine kaleme aldığı ve Fitchte-Studien adıyla bilinen defterlerinde geliştirmiştir.
Bu sav a göre öznellik kuramındaki temelcilik bir hayaldir. Novalis, özne ile nesne arasındaki ayrımın kaynağındaki nihai temelle bilişsel temasın mümkün olmadığı sonucuna varır. Bu nokta da Fichte'nin tutarsızlığını ortaya atar. Fitchte, söz konusu zeminin "zihinsel sezgi" (intellektuelle Anschaung) dediği eylem aracılığıyla kavranabilir olduğunu ve bu eylemle oluşturulduğunu varsayar. Fakat Ben'in kendisine dair dolayımsız, düşünseme öncesi bilinci olması gereken bu zihinsel sezgi kavramına, Ben'in bilen öz-ilişkisi fikrini de dahil eder. Fichte'nin arzu ettiği düşünseme öncesi, bilinçli dolayımsızlık imkansızdır.
Öznelliğin nihai zeminine bilişsel olarak erişmenin imkansızlığı, Novalis'i bu zeminin varlığından kuşku duymaya sevk ETMEZ!, tıpkı Kant'ı da böyle bir kuşkuya düşürmediği gibi.. Novalis bu imkansızlık karşısında, Hegel gibi bu Mutlak'a nüfuz edebilecek, düşünsemeli olmayıp kavramsal olan özel bir düşünce formu tasarlamanın cazibesine de kapılmaz. O ifade edilemez (das Unsagbare), söylenemez olan fikrinin, deneyim imkanının anlatılmasında hayati bir rolü olduğunda ısrar ederek, Mutlak'ın yüceliğine izin verir. aLINTI: Fitchte-Studien 1: 16/NS 2:114( Bu kitap ingilizceye çevrilmemiş ama Cambridge Texts in The History of Philosophy dizisinde yer alacakmıs. Jane Kneller çevirisiyle.
Koşulsuz olana ulaşmak için elimizde olmadan çırpınıp dururuz, ama bütün umabileceğimiz, onun koşullandığını keşfetmektir.
Alıntı: Blüthenstaub 1, NS 2:413/PW S:23?
(Sanatta ve Edebiyatta Eleştiri, sanat-hayat 18, W. Benjamin, sunus Fred Rush, s: 33-34)

Hiç yorum yok: