26 Ağu 2011



Pangaltı da sokaklar iner ve cıkar, yağmurda kayış gibi parlar.
Asılı sokak lambaları rüzgarda kimi yanar, kimi söner.
Sokağa ancak pislikleri ile dokunan ev köpekleri ve kendini sokağın halısı
sanan sokak köpeklerinin karışan kokuları
ama asıl meyhanelerden sızan kahkahalı rakı anasonu.
Hep severim, kocaman bir gökyüzü görünür bu sıkışıklıkta.
Hep ferahlatır bulutlar ve balkon demirindeki kumrular.
Yaşlıdır, sıvalar dökülür ama hep bir travesti neşesidir.
Acılıdır zanneder bilmeyen gülüşleri, halbuki ne kadar da gerçektir
cesareti olan bilir.
Arabesk yaşanır belki ama rakı beyaz örtülerde
içilir, çok yaşlı teyzeler kürk giyer özel günlerde, tohumlu hardal
dökülür karamelize olmuş soğana. Kadınlık topuklarda taşınır,
erkeklik sarhoş türkülerle söylenir, travestide okşanır!

19 Ağu 2011

yuvacanatmaca İlerde araba tamir edebilen insan, bilgisayar kullanandan daha degerlii olacak. Bilgi aktarımı yasamayan ve her seyi youtube videosundan soranlar o donemin isci sınıfı olacak.

9 Ağu 2011

iz



Filleri severmiş,
Doğal yapılara ilgisi varmış
yaşayacak bir yer bulmak için, seyre dalar düşünürmüş...
O bir mimarmış
Bir gece,
düşünüp durduğu bir gece;

Su, toprağa dokunmuş,
dokundukça ses çıkmış ya,
suyun toprağa kavuştuğu yere uzanıp
gizlenmiş bir örtünün ardına...

Gizlenmiş gizlenmesine de,
kendinden mi, dünyadan mı bilememiş...

Bırakmış kendini,
suyla toprak bir olunca
Şaşırmış...

Dünya pek anlaşılmazmış, anlamak istiyormuş
kendini anlamak istiyormuş

Bu yüzdenmiş suyun toprağa kavuştuğu yerde durması...
Aslında "her şey'le b i r olmak"mış dileği

Bazen de,
dünyayı anlıyor ama kendini anlamıyormuş.
Bir deniz kızı da olabilirmiş...
ama bir gözü denizde, karaya geri dönmüş.
gözlerini kapatıp
Uyumuş.
Kendini h i ç sanıyormuş
ama öteye giderken, diğerinde i z bırakmış.

Diğeri ise almış eline i z 'i
evirip çevirmiş,
kurcalamış da kurcalamış...
Mekân zamana, zaman mekâna karışmış.

Elinde i z,
bir gidene, bir kendine,
sonra da yüreğine bakmış...

Ve toparlayıp olanca gücünü,
durmuş ayak parmaklarının ucunda
öteye yönelmiş belli belirsiz;
"S i n e k l i b a h ç e m i n b u l u t u n u ç a l m a . . ."
diye bağırmış da rahatlamış...