30 May 2012


Tavuk hardallı, teras yağmurlu, odalar çimento tozlu, çayımız demli olsun!
kitaplar yere basmasın, biz ayaklarımızı uzatalım
cevapsız aramalar geri aransın
dizideki cemile ağlamasın!
ve ömr ler sağolsun! yine hamdolsun....

29 May 2012


Heryer yapıs yapıs
nemli, evler soguk ama yokuslar çıkılınca terli terli

28 May 2012

27 May 2012

biri tutar biri çakar ya,
sonra biri tutar biri sıkar ya,
biri tutmaz biri yine çakabilir
biri tutmaz diğeri yine sıkabilir
sadece yamuk olur o kadar...

24 May 2012

insanın kendi vahşiliği ve doğanın güzelliği,
bu nasıl bir çelişki anlayamıyorum...

Bu arada "Hes"ler de birer kürtajdır, başbakana duyururlur!

20 May 2012

O sokak nispet edercesine hem değişmekte hem her şey aynı yerinde
o karanlık adamlar yine orda bıyıklarıyla, o ocakbaşı aynı köşe konumuyla
o otel yeni cephesiyle ve aynı eskimişliğiyle
yerine göre mısır yerine göre kestane satan mavi önlüklü mimiksiz adam
hem simit hem memleket pekmezi satan ve işini çok ciddiye alan diğeri
o tekel bayi, biraz şakacı biraz kurnaz
oradalar
o ev onunda cephesi süslenmiş, bir diz darbesiyle kırdığım, tacizle bütünleyebildiğim,
kuytusundan sokağı izlediğim camlar
yeni cepheye göre yenilenmiş hem de itinayla dörde bölünmüş
şimdi herşey aynı gibi ama değişik
şimdi ocakbaşının rakı kokusundan o pencereyi izledim, değişmişim!
bir dantel çorap, yeni yeni takmaya alıştığım kemerim cephemi süslemiş
ama daha değişik
aynı yollar farklı hevesler
tanışıklık yokluklar içinde
ama varmışlık şimdi, mışlar, mışlıklar şimdi
güneşte tutulmuş...hem de bende
bir daha aynı yollar aynı hevselerle olmaz ama
hep konuşacak ne çok şey var!

19 May 2012

                                                                                 

Yağdı yağmur, yağdı yağdı,
Solucanlar ıslandı, kediler ıslandı, çiçekler ıslandı, ağaçlar daıslandı
ve salyangozlar ıslak bulgur yedi, kedi yağmur suyu içti. 
öyle bir akşamdı işte...

16 May 2012

 aa dedi: ne kadar hoşuma gitti mektubun bilemezsin. havalar ısınsın sen de şu angrylrndn kurtul da, senin bahçeye bir uğrayalım. güzel güzel sohbet edelim. sana bizim balkona sığmayan iki şezlong getireceğiz, ve de çiçek, ve de şarap, ve de şans, ve de muhabbet...
İstiridye mantarının hayalini kuruyorum..mls de yesin yesin büyüsün!

13 May 2012

Sabah evde bir uğurböceği buluruz
içinde evyesi olan siyah adi granit tezgahtan ibaret mutfağımızda
Alırız avuçlar salarız sardunyaların üstüne
hiçbir şey ifade etmez daha önce çok şey ifade eden bu işaretler.
Solda yüksek duvarların üstündeki deniz manzaralı camiden bir adamın ağlama sesi duyulur.
Bu anlamsızlıkta birisi ölmüştür belli ki!
Kedileri izleyerek yağmuru bekleriz, kediler de bekler ve aramıza yeni katılan sakız sardunya
ama yağmur yağmaz, içi dolu gergin bir balon gibi durur gökyüzü üstümüzde
ağır mıdır, dolu mudur, sessiz midir?
Her bir annenin kendi günü tek tek kutlanır, bazıları anne bile geğildir henüz.
Sonra birgün gerekli olur diye bekleyen kutular, gerçekten gerekli olurlar birden.
Toplanır toplanır odalar, kahve içilemez bir türlü
ama kutulardan yeni odalar çıkar
gereklilik gelmiştir kutulara, ama oda kutulara sığmaz
kediler kış kışlanır odalardan, beklenir beklenir de balon birtürlü patlamaz
Artık gereklidir yağmur ama yağmaz..

11 May 2012


Bir kadın eğer kurmaca yazacaksa, parası ve kendine ait bir odası olmalıdır;...

Ne olursa olsun, eğer bir konu çok tartışmalıysa -cinsiyetle ilgili her türlü mesele öyledir- hakikati söyleyemeyiz. Sadece hangi görüşe varmışsak ona nasıl vardığımız belirtebiliriz. Konuşmacının kısıtlamalarını, önyargılarını, davranışlarını gözleyen dinleyicilerimize, sadece kendi kararlarını kendileri verme fırsatı tanınabilir. Bu noktada kurmaca, büyük olasılıkla olgulardan daha fazla hakikat içerir.

Virginia Woolf, Kendine ait bir oda,s:6
hava su dolu balon gibi
ve garip sesler çıkıyor duyulmadan
dalgalanıyor da yağmıyor sıkıntıdan
yağmıyor da dalgalandırıyor saçlarımı nemden





9 May 2012

yeterli mi yetersiz mi derken,
yeterli miyim yetersiz miyim derken
dedi canın sağolsun
geçtim gitti..

7 May 2012

hazmetmek öğrenilebilir gibi sanki,
eskinin eskiliğini kabul ettiğinde
eski, yeni iken henüz sende
yine de! eskimiş olabildiğinde
ve bunu da kabul ettiğinde
başkalarının yenilerinin onlarda nasıl heyecanlı iken
sende
nasıl da sönmüş olduğunu gördüğünde
oluyor gibi, her şey eskiyor ve katlanıp yerini buluyor gibi..

1 May 2012

Düşüncelerimin işçisiyim ben,
çalış çalış düşün düşün bitmiyor
bayramı da yok üstelik, halay çekeyim
isyana değmez, kutlamaya gelmez
öylesine işte...
hazmetmek önemli çok önemli!