28 Mar 2016


Sağdaki apartmanın manzaramı kestiği çizgiden usulca başını çıkararak
Süzüle süzüle bulutun sudaki gölgesinde ilerleyen gemi
Tuğla rengi
Köprünün altından geçip
Manzaramı  soldan keserek bitiren apartman ile kesile kesile azalırken
Kıçının son noktası da görünmez olduğunda
Ben bir anı yaşamış olurum
Bir apartmandan diğerine
Köprünün altından akan su gibi
O gemide olup suları geçip geçip

Gökyüzünü geçemeyenler gibi

Bir an yaşanır...

Üzgünüm eskisi gibi değil lunapark
Bir yanıp bir sönerken
.....Pakistan ....65

26 Mar 2016

karkarkarmakarışık ama
hepsi katlı içimin çekmecelerinde
temiz bir havlu gibi
yeri gelince vermeli misafire

19 Mar 2016

Beyoğlu

Öl Öl bitmiyorum
ol da diyemiyorum
mor soğanlı bir menemenle iyileşip
kahve sonrası düşüyorum
Siz niye ölmediniz 
bilmiyorum
yeni moda bu patlamak
parçalar orda ben ölmüyorum
sadece rüyalar görüyorum


14 Mar 2016

'Yerin dibine BATSIN!'
evet avlanmayı bıraktık birbirimizi öldürüyoruz
hem de yine parçalayarak,
canı yanan kim belli değil,
'Yerin dibine BATSIN!'

#13 mart Ankara

9 Mar 2016

Kaydedelim,
Güneş tuttu, kadınların günüydü
Kilis'e füze düştü
Halfeti'de bir teknede güneşi batıralı 3 yıl olmuştu..

6 Mar 2016

Bir özneye (Ben), hatta bir biçimle maddenin kombinasyonuna atfedilmeyecek belli bir bireyleşme tipi var. Bir manzara, bir olay, günün bir saati, bir hayat ya da bir hayat parças›... bunlar baflka türlü ifllerler. Müzikteki bireylefltirme sorununun, kuflkusuz çok karmafl›k olmakla birlikte, bu ikinci paradoksal bireyleflmeler tipinde oldu¤unu hissediyorum. Bir cümlenin, müzikte küçük bir cümleci¤in bireyleflmesi

denen ey nedir? En ilkel seviyeden, görünüflte en kolay olan›ndan yola ç›kmak istiyorum. Bir müzi¤in bize bir manzara hatırlattığı olur. işte Proust'daki o ünlü Swann sahnesi: Boulogne Korusu ve Vinteuil'ün minik cümlesi. ister ça¤r›fl›mla, ister sinestezi denen olgularla seslerin renkleri hat›rlatt›¤› da olur. Son olarak, operalardaki motiflerin kiflilere ba¤land›klar›, mesela bir Wagner motifinin bir kifliye iflaret etmeye hasredildi¤i de olur. Böyle bir dinleme tarz› bofl ya da önemsiz de¤ildir; belki belli bir gerilim azaltma düzeyinde buradan geçmek de gerekir, ama bunun yeterli olmad›¤›n› herkes biliyor. Çünkü, daha gergin bir düzeyde, manzaraya gönderen art›k ses de¤ildir, aksine müzik bizzat içerdi¤i tam anlam›yla sesli bir manzaray› kuflat›r (Liszt'te oldu¤u gibi). 


Bu, renk mefhumu için de söylenebilir ve sürelerin, ritimlerin, daha somut olarak t›n›lar›n bizzat kendilerinin renklerden, görülebilir renklerle örtüflmeye gelen ve görülebilir renklerle ayn› süratlere ve ayn› geçifllere sahip olmayan tam anlam›yla sesli renklerden olufltu¤u düflünülebilir. Üçüncü mefhum, yani kiflilik için de
öyle. Operada belli bir kiflilikle ba¤lant›l› motifler ele al›nabilir; ama Wagner motifleri yaln›z d›fl bir kiflili¤e ba¤lanmakla kalmazlar, dönüflürler, at›ml› olmayan, dalgalanan bir zamanda özerk bir hayat kazan›rlar ve böylece bizzat kendileri, kendi bafllar›na, müzi¤in içinde kuflat›lm›fl kiflilikler haline gelirler.
Bu üç farkl› mefhum, sesli manzaralar, duyulabilir renkler, ritmik kiflilikler böylece alt›nda at›ml› olmayan bir zaman›n çok özel tipten bireyleflmelerini üretti¤i görünümler olarak beliriyorlar. 
......En apaçık, en dolaysız karakteri bakımından, at›ml› olmayan dedi¤imiz bu zaman›n süre oldu¤unu, ölçü ister düzenli, isterse düzensiz, iter basit ister karmafl›k olsun, ölçünün elinden kurtulmufl bir zaman oldu¤unu söylemeliyiz. At›ml› olmayan bir zaman karfl›m›za her fleyden önce türdefl olmayan, niteliksel, birbirleriyle kesiflmeyen bir süreler çoklu¤u ç›kar›r. Bunlar birbirlerine nas›l eklemlenecekler, çünkü aç›kças› en genel ve klasik çözüme varmayı hedeflemiştik. Bütün hayati sürelere ortak bir ölçüyü ya da ölçülü bir kadansı atfetmeyi zihnimize b›rakmaya dayanan en genel ve klasik çözüme baflvurmay› aç›kça reddetti¤imizden, bunlar› nasıl eklemleyeceğiz birbirleriyle?


BİYOLOJİ Tümüyle farkl› bir alana gidersek, günümüzün biyologlar› ritimlerden bahsederken benzer sorularla karfl›lafl›yorlar diye düflünüyorum. Onlar da türdefl olmayan ritimlerin birlefltirici bir biçimin yönetimi alt›na girerek eklemlenebileceklerine inanmay› reddediyorlar. Hayat ritimlerinin, mesela 24 saatlik ritimlerin eklemlenmelerini onlar› bir araya getirecek bir üst-biçimle, hatta daha temel süreçlerin düzenli veya düzensiz bir sekans›yla aç›klamaya çal›flm›yorlar. Bu eklemlenmeleri hepten bambaflka bir yerde, hayat-alt›, hayat-berisi, heterojen (türdefl olmayan) sistemleri katedebilen moleküler titreflim-yarat›c›lar (oscillateur) nüfusu ad›n› verdikleri fleyde, yani efllendirilmifl titreflimli moleküllerde ar›yorlar – ki
bunlar da bu süreçte, ayr› ayr› kümeleri ve süreleri katetmeye giriflecekler. Eklemleme, birlefltirilebilir ya da birlefltirici bir biçime ba¤l› olmad›¤› gibi, metrik, kadansl›, düzenli ya da düzensiz herhangi bir ölçüye ba¤l› da de¤ildir. Farkl› katmanlarda ve farkl› ritimlerde sal›verilmifl baz› molekül çiftlerinin faaliyetlerine ba¤l›d›r. MÜZİK Müzikte de benzeri bir kefliften bahsedilebilmesi salt bir metafor de¤ildir: notalar ya da saf tonlar yerine ses molekülleri. Tümüyle heterojen ritim katmanlar›n›, süre katmanlar›n› katedebilecek efllenmifl ses molekülleri. ‹flte at›ml› olmayan zaman›n ilk belirlenimi bu. 
 
 

4 Mar 2016


'Ses en net sınırdır. Sınırlar görülebilirlik ile ilişkili görünür daha çok. Oysa evlerimizde yalnızca duvar inşa etmeyiz, bitişikteki komşumuzun evdeki konuşmaları duymaması da gerekir. Müzikteki izolasyon en az sinemadaki kadraj kadar önemli bir sorundur. Ses her haliyle en az görüntü kadar mekânsaldır ve bir araziyi işgal eder.'


Ulus Baker Önsöz / Deleuze İki Konferans /Yaratma Eylemi Nedir? Müzikal Zaman