Tam şu anda
sütlü kahve böyle tadında sıcak
dışarısı karanlık ve soğukken
yarın için yetişmesi umulan bir sunum varken
ve yan tarafta üzerine uzanılması için adeta kıvranan yumuşacık bambu battaniye dururken
ve radyoda tam da o şarkı çalmışken
ve üstüne üstelik ay ağzına kadar dolmuşken
birini düşünüp düşünüp dalıp gitmek gerekirken
kimi, neyi düşüneceğine karar verememek ne yazık!
Tüketmek Zorunda Olduğum Enerji Fazlalığı İşlemek İstediğim Günahlar Kısaca deryada deryalıklar!
27 Oca 2013
25 Oca 2013
İnsan kadife bir hatıradan başka nedir ki? Geçmiş: üstümüzü her gece onunla örttüğümüz... uykuların derininde kor yankılarına düşer gibi olduğumuz ve sonra unuttuğumuz. Dağın doruğu ile dağın derini arasındaki mesafeden başka nedir ki insan: derininde kor tutmuş haller, doruğunda ıssızlık bilgisi...Güne ait sesler çoğaldığında hatıranın kendisi de kokusu da bilgisi de silikleşecek...
Ve, insan
sabahın nemi kadar sessiz olmayı isteyecek.
Birhan Keskin, "Kim Bağışlayacak Beni", s:35
24 Oca 2013
huninin dar kısmından gectim yine
eve daldım sonra
yüzdüm yüzdüm
örümcek aglarını temizledim
kitapları ordan oraya koydum
kendimi buraya koydum
ama henüz kendim icin calismaya baslayamadım.
Ama bence olacak...
10 Oca 2013
Dün gece kendime verdiğim bir sözü tuttum
Güzel bir kadından güzel şarkılar dinledim.
Güzel olmanın tatlılığını hissettim
kadın olmayı yeniden sevdim
Ve sözümü tutunca iyi hissettim.
Çünkü tutmazsak kendimize verdiğimiz sözleri
Kaybolmak yok olmak olur
bulamayız bir daha kendimizi...
sanki
9 Oca 2013
Bir otel odasında (ismi evim olan) kaybolmuştum
Bulamadım kendimi ama bir başka kayboluş öncesi
Bir önceki kayboluşun yorgunluğu henüz geçmemişken
Bırakalım düşeyim dedim
O anda bir dnz buldu beni telefonda
ve dedi ki hem derin olsun hem yüksek!!
Bana bir yazı buldu sonra kitaplarının arasından:
ORUÇ ARUOBA
de ki işte
YAŞAM (ki)
16.
Yaşamının inişleri çıkışları olacak gerçi
(bir gün öyle, bir gün böyle...);
ama, göreceksin ki, yaşayacağın temel oluşum,
düşüş olacak: yeteneklerinin daralması;
yapabileceklerinin azalması; yaşama yürüyüşünün
tık-nefes kalması – yaşam yolunun kısalması...
yaşarken, sürekli düştüğünü göreceksin –
çeşitli yüksekliklerden çeşitli derinliklere...
Yaşamın, düşüşün olacak.
Yaşarken düşeceksin.
Ama bu demek değildir ki yaşamın boşunaydı; önce yükselip sonra düşerek, bir hiç oldu: Zaten, bu yüksekliklere çıkıp, bu derinliklere düşmen, senin yaşamının getirdiği zorunluktu – sen, sen olarak,
ancak ve zorunlu olarak, o yükseklilere çıkıp,
ancak ve zorunlu olarak, o derinliklere düşebilen olacaktın – oldun da, oluyorsun da,
daha da olacaksın.
Yaşamın, zaten, buydu;
bu olacak
– sen, zaten, busun;
bu olacaksın.
O yükseklikler ne denli yüksek,
O derinlikler ne denli derin olmuşsa, olacaksa,
yaşamın da o denli yüksek, o denli derin olmuş
–olacak– demektir.
Yaşamın, yüksekliklerin ile derinliklerin arasında
gidip
gelecek.
Yaşamın,
yüksek ve derin
olacak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)