15 Eyl 2020

Dağlarımızdan bir ruh daha gitti
Bir kez daha ölümü düşündük.
Ellerimi yumruk yaptım, kuşlara bulgur verdim, çiçekleri suladım.
Beni duyuyor mu acaba diye yine merak etmeden edemedim.










https://www.youtube.com/watch?v=-8kSma_pLS4&ab_channel=CoskunPlak

14 Eyl 2020

' Öykünü anlatmak için içinden seçim yaptığın şeyler,her şeyden daha az değil,' dedi, gökyüzüne doğru duran yaşlı ağacın dallarını seyrederken. ' İnsanın dünyasını, yerel, anlaşılır, makul, tutarlı dünyasını kurduğu malzeme, her şeyden daha az bir şey değil. Yani tüm seçimler keyfidir. Bütün bilgi kısmidir - neredeyse hiçbir şeymiş kadar. Muhakeme yeteneği okyanusa atılmış bir ağdır. Çekip çıkarttığı gerçekler sadece bir parçadır, bir anlık bir görüntü, tüm gerçeğin bir pırıltısıdır. Bütün insan bilgileri yereldir. Her yaşam, her insan yaşamı yereldir, kendincedir, hemen hemen hiç denecek yansımasının pırıltısı gibidir...'



Ne geriye dönüş, ne ileri gidiş vardı. O yüzden yana dönmeliydi. 


...bilginin doğru kullanımının bilginin tamamlanması olduğunu da biliyordu. 

s: 130



Eski bilgi zordu ama keder verici değildi. Hepsi paradokstu, efsaneydi ve hepsinin bir anlamı vardı. Yeni bilgi sırf gerçekti, muhakemeydi ve hiçbir anlam ifade etmiyordu.

Büyük bir nehir var bu topraklar içinden akar ve biz  buna Tarih ismini verdik. 

s:121


..Onu yeterince eğitemedim. Neden delirdi?
...Delirmedi ağabey. Dur sana ne düşündüğümü söyleyeyim. Çocukken hep neden, neden diye sorardı, çocukların hep yaptığı gibi. Ben de: Bu böyledir, bu böyle yapılır, diye cevap verirdim. Anlardı. Ama onun aklı hiç huzur bulmuyor. Eğer kendimi ikaz edip durmasam benim de aklım öyle. Güneş Esasları'nı öğrenirken hep, neden böyle? neden böyle de başak şekilde değil? diye sorardı. Ben: Çünkü günlük yaptığımız şeylerle ve yapma şeklimizle tanrıları canlandırırız, diye cevap verirdim. O: O halde tanrılar sadece bizim yaptıklarımızdan ibaret, derdi. Ben: Doğru yaptığımız şeylerde tanrılar var: gerçek budur, derdim. Ama gerçek onu tatmin etmedi. O deli değil ağabey, sakat.Yürüyemiyor. Bizimle birlikte yürüyemiyor. Yani, bir adam yürüyemezse ne yapmalıdır?

.....'Kıpırdamadan oturup şarkı söylemeli' dedi.
......'Ya kıpırdamadan oturamıyorsa? Uçabilir.'
......Uçmak mı?'
......'Onların onun için kanatları var ağabey.'
........'Çok utanç duyuyorum,' dedi yüzünü elleriyle gizleyerek. s:119




Dünya kutsaldır Havzhiva. Kainat kutsaldır. Bu hiç bir zaman vazgeçmek zorunda kalmadığım bir bilgi. Bütün öğrendiklerim, orada, burada öğrendiklerim sadece bu bilgiyi arttırdı. Kutsal olmayan hiç bir şey yok.

İstersen yerel kutsallığı, istersen büyüğünü seçersin. Sonuçta hepsi birdir. Ama insanın yaşadığı yaşamda değil. 'Bir seçim hakkı olduğunu bilmek o seçimi yapmaktır: Değişmek veya kalmak: Nehir ve kaya.'Hlaklar kayalardır. Tarihçiler nehir.
Bir süre sonra oğlan,'Kayalar nehrin yatağıdır,' dedi. 
Kadın güldü.....'O yüzden eve geldim,' dedi kadın. 'Dinlenmek için.'
'Ama sen varlık değiştirdin. Yine ayrılacaksın.'
'Evet' dedi kadın kararlılıkla. 'İnsan birden fazla varlığa sahip olabilir. Orada yapamma gereken işler var.'  s: 117

Soy, burada önemli. Orada önemli değil. Burada anlamı var ve burada işe yarıyor. Kainatta başka hiçbir yerde bir anlamı yok ve işe yaramıyor.
İki türlü bilgi vardır, yerel ve evrensel. İki türlü zaman vardır, yerel ve tarihsel.  s:116 


Ursula k. Le Guin, Bağışlamanın Dört Yolu, Halktan bir Adam

11 Eyl 2020

Güneş tutulmasıyla gelen mesaj bir metin olarak gönderilir....

7 Eyl 2020

olmuyordu ama her an olabilirdi

Senin sevdiğin herkesin sevdiği olunca
İismleri dağa taşa yazılınca soğurdum ben.
Ama bu sefer öyle olmadı, taşı anladım