29 Ara 2022

Bir değersizlik, yıllarca birikmiş içimizde
bir taşınma ve bir hastalıkla saçıldı ortaya

6 Ara 2022

İki sunumla yenilenen bazı fikirler yeniden başlama için sırtımı sıvazlıyor.
Kendime ne kadar güvenmeliyim değil, kendime niçin güvenmeliyim?
Kendime kendim için güvenmeliyim....
Kendime nasıl güvenmeliyim......
Kendime "0" kadar güvenmeliyim....






2 Ara 2022

G.tğ: Otorilerle dedi, sol diz dedi ilişkili olabilir dedi.
Mls: Ben de seni otoritelerle ilişkimle alakalı düşündüm dedi.
Tesadüf mü dedim.
Sağ avucum kaşındı kendime yakıştırdığım bir şey oldu bir de bu sabah.
Değerimi değersizleştirmeden konuştum gibi.
Bu yaşta yine de kendimle gurur duydum ve
daha büyük bir akış var neyseki dedim içimden.
Yeniden inandım inanmam gerekenlere. 


 
STUTZ iyi gelmişti bir akşam önce!

30 Kas 2022

14 Kas 2022

Bir rüyayı onurlandırmak

Sakladığım içi doldurulmuş anlamlarla anlamsız bu oda yabancı 
Yarım yamalak kapanan perdeleri ile o ışıksız oda benim  değil
Hissettiğim tüm bu yabancılıkla, ordaymış gibi duran o ben ben değilim.
Beni olmayan duygularımla körleyen ora bende değil
bıraktıklarımı alıp aldıklarımı bırakıyorum
Bahane aramıyorum 
Bir ormanı dolanıp gelen rüzgarı giyinmek istiyorum
İçime çekip ağaçların selamını yalınayak yürüyorum 

dedi içim. 


7 Kas 2022

Sebepsiz hüznümüz
Bahçeden gökyüzüne delik açan ve bir ağacı kurtlardan kurtarmış olabilecek vahşi budamanın ağacı öldürmüş de olabileceği ihtimalinden ya da
Bahçemizin ışığı artmış olsa da uykumuzun gece bizi ansızın terkedişindeki yalnızlıktan
ya da rüyaya giren akrebin siyahındaki korkudan
ya da  yaşadığımız kasabanın turizm kurbanı edilişinin kanlı törenlerinin neşeli kutlamalarından olabilir.
Hüzün hüzündü ve neşe neşe
hiç bir zaman birbirlerine karışmadılar.

2 Kas 2022









Kıyamet günü senaryolu bir rüya sonrası çok uzaktan bir şekilde bana ulaşmış mesaj
Vücudumun bağları çok zayıf iken bazı insanlarla çok sağlam bağlar kuruyor olmak
hiç anlamadan, ne acayip! Buradan da selamlar...

31 Eki 2022





Bu güneş tutulması sonrası sahte Putinler geldi,
Kore'de genç insanlar ezildi,
İran isyanı başladı
Mls bugün gitti
Gitmeden iki MR çekildi
Bağlar pek bağlanmamış farkedildi!


25 Eki 2022















Bir güneş tutuluyordu, 19 yıl öncesini de hatırlatarak,
Mls'i buralara getirerek...
Bir süleymancık haber verdi, ama neydi...

16 Eki 2022

Yine gidilemeyen bir BTS konseri yine de neşelenmemize yetti...
Her zaman minnettarız..

3 Eki 2022


Hani neşemiz...
Yine bir savaş meydanında yutuldu 
Birileri menfaatleri tepsi ile sunarken 
Canımız acıdı yine
İlla meydanda harcayacaksın nefesini dediler
Biz şarkı söyledik illa
Neşemiz gururlandı çiçek açınca çocuklar...



28 Eyl 2022


Bir yerde olmak ne anlama geliyordu.
Tozlarını yutunca bu taşların onlardan mı olduk ki
Gitme ihtimali bir ayrılık acısına döndü..
Her zaman loop eden bu sıkkınlıklar esip
çalmasalar elbisemize toz olmuş neşemizi
Neredeyse ellerimiz yıkamayız, kıpırdamayız
ama yine de eser pencereden kapıdan her zaman....

25 Eyl 2022

Çin felsefesi ise Ma Yüan veya Shén Chou'nun tablolarında dağların sisi arasından beliren eğri büğrü ağaç dalları gibi bir ruhla dolu gibidir.
Çinli ressamların çevrelerini nasıl resmettiğine şekil veren şey de Budist ve Taocu hareketlerin yükselişidir. 

Ma Yüan; c. (1160–65 – 1225)



Shěn Zhōu, (1427–1509)





18 Eyl 2022





Kadın olduğumuz için değil, ellerimiz olduğu için de değil, düşündüğümüz için değil, insan olduğumuz için değil, canlı olduğumuz için bile değil.......belki varolduğumuz için, şimdi ve burada birlikte olduğumuz için taşlara baktık!

Abdülkadir Şahin, Berfin Demir, Berfin Büşra Özel, Elif Sıtran Akın, Halil Dağdeviren, İzettin Yıldız, Muhammed Karaaslan, Tuba Orak

13 Eyl 2022




Bir akrep evinizi ziyarete geldiğinde ölmesi gerekir.
Sadece görüntüsünün bedende yarattığı ürperti atalarımızın korkusu mu?
Bu yüzden mi inşaa ettik bu kentleri gerçekten.
Dışımıza kabuk olsunlar evimize akrepler girmesin aslanlarla karşılaşmayalım diye mi?
Akrepi öldürdükten sonra bile içimizde duran bu vicdan azabı nedir peki?

9 Eyl 2022

Dünya'nın tarihindeki önemli dönemlerin süreleri, daha önceki çevresel istikrarsızlık dönemlerindeki değişimlerin hızları, yeraltı suları gibi "doğal sermayelerin" varlık süreleri gibi zaman ölçeklerine yabancı. Dünya'da kendimizin ortaya çıktığı zamanın öncesine karşı çocuksu bir ilgisizlik ve inanmazlık sergiliyoruz. Kahramaları insan olmayan hikayelere burun kıvıran pek çok kişi doğa tarihine aldırmıyor. Dolayısıyla duygularımızda ayarsız olduğumuz kadar "zamansızız", zaman cahiliyiz.
..Gezegenin tarihi konusundaki bu bilgisizlik, çağdaşlık konusundaki iddialarımızı da temelsiz kılıyor.

Jeolojiye giriş dersinin daha başlarında öğrenciler kayaların isim değil yüklem, çeşitli süreçlerin -bir yanardağ patlaması, bir mercan resifinin oluşumu, bir dağ sırasının yükselişi- gözle görülür kanıtı olduğunu kavramaya başlar. s.18

...
Dünya'nın hikayesinin görkemi de perderpey ortaya çıkan, kısa motiflerin gezegenin tüm tarihi boyunca yankılanan uzun tonlar üzerinde koşuşturduğu hareketlerin iç içe örülmüş ritminde yatar. Birçok jeolojik sürecin temposunun, pek de bir  zamanlar sanıldığı gibi larghissimo (mümkün olduğunca yavaş) olmadığını öğreniyoruz. Dağlar artık gerçek zamanlı olarak ölçebildiğimiz bir hızla yükseliyor; iklim sisteminin artan hızı da süreci on yıllardır izleyen araştırmacıları bile şaşırtıyor. (ölçebildiğimiz hız)

Belirli bir arazinin morfolojisinin nedenlerini anlamak, sıradan bir sözcüğün kökenini öğrenmenin sunduğu iç görüye benzer bir aydınlanmaya yol açar. s: 28 
...
Dünyanın dini dogmalar ve siyasi düşmanlıklarla her zamankinden daha çok bölünmüş göründüğü bir zamanda, bütün tarafları giderek içinden çıkılmaz hale gelen çevresel, sosyal ve ekonomik sorunları dürüstçe tartışmak üzere masa başına getirecek ortak bir felsefe ya da ilkeler listesi bulmak için pek fazla umut yokmuş gibi gözükebilir.  Ama jeolojinin toplumcu mirası belki de bu sournları hakkındaki düşüncelerimizi yepyeni bir yaklaşımla farklı bir çerçeveye oturtmamızı sağlayabilir. 

..zira hepimiz tektonik, hidrolojik ve atmosferik alışkanlıkları ulusal sınırları aşan bir gezegenin vatandaşlarıyız ve bu gerçek bizi birleştiriyor...belki uçsuz bucaksız geçmişiyle Dünya'nın kendisi tüm ulusların kulak vermekte birleşebileceği siyaseten tarafsız bir anlatım sunabilir.s:29


Toprak, ormanlar,su gibi doğal kaynakları ulusun geleceği adına korumak bir zamanlar bir yurtseverlik davası, yurt sevgisinin bir kanıtı sayılırdı. Şimdiyse, tüketim ve parasallaştırma tuhaf bir şekilde (artık şirketleri de kapsayan bir kavrama dönüşmüş olan) iyi vatandaşlığın göstergeleri arasında sayılır. Öyle ki, “tüketici”sözcüğü neredeyse “vatandaş” ile eşanlama gelmiş durumda ve bu durum kimseyi rahatsız etmiyor.  “Vatandaş” sözcüğü zihinde katılım, katkıda bulunma, verme ve alma eylemlerini canlandırır. “Tüketici” ise ..s:23




...başka alanlardaki bilimcilerin jeoloji konusundaki bilgisizlikleri ve ilgisizlikleri önemli çevresel sonuçlar doğuruyor. Soğuk savaş yıllarında fizik, kimya ve mühendislik alanlarında kaydedilen büyük ilerlemeler-örneğin nükleer teknolojilerin geliştirilmesi; yeni plastik, tarım ilaçları, yapay gübre ve soğutucu kimyasalların sentezlenmesi; tarımın mekanizasyonu;karayolları ağının genişlemesi - bir yandan benzeri görülmemiş bir refah dönemi başlatırken, öte yandan da bedelini sonraki kuşakların ödeyeceği, yeraltı sularının kirlenmesi, ozon tabakasının tahribi, toprak ve biyoçeşitliliğin kaybı ve iklim değişimi gibi karanlık bir miras bıraktı. Bu başarıların gerisindeki bilimciler ve mühendisler bir yere kadar hoş görülebilir. Çünkü eğer bir kimse doğal sistemleri büyük ölçüde basitleştirilmiş biçimde düşünmek, idealize edilmiş yasaların uygulanabilmesi için detayları budamak üzere eğitilmişse ve bu sistemlerdeki bozulmaların zaman içinde alacağı biçimler konusunda bir deneyimi yoksa, o zaman bu müdahalelerin istenmeyen sonuçları süpriz olarak ortaya çıkar.

Artık gezegene kontrollü bir laboratuvar deneyindeki basit, öngörülebilir, pasif bir cisimmiş gibi davranmanın bilimsel açıdan bağışlanabilecek bir yanı olmadığını öğrenmiş olmamız gerek. s: 25


Mikroskop ve teleskop nasıl eskiden göremeyeceğimiz kadar küçük ya da uçsuz bucaksız uzay parçalarını görünür kılmışsa, jeoloji de bize zamanı insani deneyimlerimizin sınırlarının ötesine geçerek görebileceğimiz bir mercek sunuyor:s 27


Bjornerud,M.,(2018), Time Fulness How Thinking Like a Geologist Can Help Save the World, Princeton University Press,


Haydn'ın bir yaylı sazlar dörtlüsü için bestesini seslendirmek on sekizinci yüzyılda ne kadar sürüyorsa, yirmi birinci yüzyılda da o kadar sürer. Yani ortada gelişme falan yok! Bu bazen, bu açmazı ilk açıklayan
ekonomistlerden birinin onuruna "Baumol hastalığı" diye adlandırılır. Bunun bir hastalık olarak görülmesi, zamana karşı tavrımız ve Batı'da bizlerin süreç, gelişme, olgunlaşmaya verdiği düşük değer hakkında çok şey söylüyor. s:23 

Baumol hastalığı: iktisatcilar william j. baumol ve william g. bowen 1960'li yillarda tanimlamislar
emek gerektiren işlerde gereken süre dolayısıyla iktisadi anlamda istenen verimlilik elde edilemiyor. Emek süre ilişkisi aynı ücretler artıyor meselesi..


Bjornerud,M.,(2020), Yeryüzünün Zamanı/Bir jeolog gibi düşünerek dünyayı kurtarabilir miyiz?, Çev. Raşit Gürdilek, Metis Yayınları, İstanbul, ISBN-13:978-605-316-196-7



Ne devirler sona eriyor
Biz hiç ölmeyecekmişiz gibi susuyoruz

7 Eyl 2022


 
Bu eylülde taşı anladık yine. Anlamak susuzluk gibi geçmiyor, rüya gibi uyanınca bitmiyor.
G.Tğ dedi ki: Belki içteki mükemmeliyetçi ve güvensizin kavgasıdır bizi yoran.
Dedim: Belki anlamak değildir yorgun olan.
Böylece eylül geldi havalar hiç soğumadan, bedenin sızıları terledi, omuzlar tutuldu...



15 Ağu 2022


Güzel bir pazardı
turistik amaçla gelmeyen bir arkadaşla gelişine yaşanan
yemeli, içmeli, uzanmalı, dolaşmalı....
Sonrasında bir telefon başka bağlantılar kurdu zihinde
seçtiğim hareket noktaları kendi yoldaşlarını mı buluyor?
Bazı tanışıklıklar başka bağlamlarda daha anlamlı mı oluyor?
Hep bir şeyler zamanını mı bekliyor.
O metin de nasıl yazıldı bir çırpıda, yola dizilen diğer taşların üstüne basarak.
O zaman yollara taş dizmeye devam mı etmeli?
Kaybolmak yok, taşlar hep bir şeyleri bağlıyor...

5 Ağu 2022


Helalleşmeler zamanıymış sanki
sol bacakla kopup gelenler
Cm dedi ki: Bendeki yerin böyle pamuklu peluşlu falan
                   Hayatıma katkısı en çok olna insansın.
Dedim: ne güzel yatar uzanır dinlenirim arada orda.

Ama dinlenmeyi bilmiyor zihin. Hep yapamayacaklarının ihtimallerinde dolanıyor.
Oysa üzüm mevsimi şimdi üzümler geldi gitti yeşil bir dere kıyısında tepemizden aşağı aktı.
Ana tanrıçanın omurgası yamukmuş ama röntgende üzümler gözükmüş.






Üzümün Türk kültür ve mitolojisinde; güzellik, bereket, kan, can, aşk ve sağlığın sembolü olduğu tespit edilmiştir. dedi internet.

Ve Ortadoğuymuş anavatanı.














23 Tem 2022




Dünyanın en kötü İnsanı

Hayatı entellektüel seviyede algılayan konuşan ve yaşayanları arardı zihin
şimdi yaşamın kendi bilgisini hisseden algılayan ve yaşayanı özlüyor.
Heybede birikmiş onca entellektüel bilgiyi hiçbir şey yapasım yok
atılmıyor satılmıyor ve konuşulmuyor bir ağaç gölgesinde ya da deniz kıyısında ya da hasta yatağında...
Dünyanın En Kötü İnsanı filmi sonrası gelen en kuvvetli his.
Diğerleri neydi unuttum. 




18 Tem 2022

Taşla kuzu
Taş mı kuzu mu?
Zeytin yaprağının rüzgarda parlayan tersi gibi sürprizli bu dağlarda 
Çukurlara taşlar dizilmemişken gelen
Her mekanik ses üzeri bizi
Bazı yazlar deniz dizden aşağısını ıslatır sadece
Güneş çubuk gölgesiyle dolanır
Dondurma ile çay
Ego ile kompleks
Buzla kantaron birlikte

Dizin bağı kopunca Şalvar giyilemez olur
merdivenli şehirde merdivenli bir ev olunca
bir bağ koptu ve bir bağ kurulur.

Çok uzak gibi dere gibi akan gülüşlü konuşmalar.
Geç kalmış sol bacak böyle konuşmamıştık, 
yine bedeni küçümsemelerle inceldi bir şeyler
ince ince sızılar boğum boğum acımalar
burda şimdi hep birlikte üzümlerin kararmasını bekleriz
Sıcak bastırdığında sadece su içeriz
Dondurma ile ç ay o kadar...









Cm: Seninle konuşmak güzel dedi bir kirazla.
Bir kalp işlenmiş kumaşa kansız acısız.
Benimle konuşmak güzel dedim içimden niye ben kimseyle konuşmak istemiyorum gibi...



16 Haz 2022





















Bugün iyi ki doğmaların günü...
Bir ameliyat sonrası dizimden yeşerdiği söylenen dişi enerji
Bir evi bana getirdi.
Oturduğum yerden dinledim aradım yürüdüm koştum yavaş yavaş
Bir olmalar bir kızmalar ve başka görevlerle oluyorum yine sakince

24 May 2022

Rüzgar olsun yaprak olsun ses olsun
yormasın
bana bunları yaşatmasın  ...
dedim uyanıklığıma geçen sabah.

23 May 2022

Gerçekten mektup gönderecek ruhdaşlar arıyorsundur hayatta
yaptığın her işi her sözü bir mektup gibi okuyacak
nerede ne yapıyorlar asla bilmediğin belki
ama orda olduklarından emin olarak ürettiğin, konuştuğun...
Varlar değil mi?
Bu bir varsayım değil, inanmışlık.
İnanırsan bilebileceğin ve anlayabileceğin bir ŞEY sadece.
İstikrarla inanıyorum.

Herkes kendi köyünü arıyor gibi.
Köy dedemizin köyü değil artık, yanında iyi ve yakın hissettiğimiz ruhdaşlar sadece.

11 May 2022

Düğün günü güneş açarsa aşk olurmuş
aşk var şimdi neyseki..

1 May 2022

Her şey o arada oldu
Nasıl oldu, o kadar insan nasıl birlikte oldu
demek ki oluyordu
olmadığında neden olmuyordu o zaman
hemen ertesinde yine oldurmadıkları neydi
ya Direklerdeki insanlar ...

29 Nis 2022

Elon Musk tweeter ı almıştı
Hesabım olmasa da önemliydi kesin
Rusya doğalgaz ı kesmişti
Gezi yargılanmıştı
Bazı istifalar peş peşe dizilmişti
Bazı küsler barışmış gibiydi
Suga yeni şarkı çıkarmıştı
Rüyalar şelale, akrepli örümcekli karanlık gölgelerle dolu
İçim burulmuştu
kuyruk gibi ordan oraya boşuna savrulmuştu sanki
kuyruğu gören yoktu
tam olarak his buydu
kuyruk olma sendromu
his tanımlandı ama nedeni yoktu çözümü de
yağmur yağdı iyiki biraz ıslanmak oldu
insanlardan soğumak istemiyordu iç artık
yeterince elenmemiş miydi
neyi hatırlatıyordu kuyruk bulunamadı
belki güneş söylerdi
tutulacaktı nasılsa o bilir di




17 Nis 2022



On yıl nasıl geçilmişti
On yıl önce buna nasıl karar verilmişti
Ben ise buna nasıl karar vermiş ve irade göstermiştim.
Neden ait hissettim?
Bazı şeyler biz bilmesek de biliyor bir şey
O bir şey basit bir irade ile bir yol çiziyor ve buluşturuyor
Bir yol çizdi bana ben yine 
Bir otel duşu keyfi ile otel yatağı konforunda seçtiğim arkadaşlıklarla
Sadece anlamlı olsun, ne isek onun gibi olsun diye  sadece

Belli ki bunlar birilerine yetmiyordu.
Dedi birisi: İnsallah sizleri de adınızla görürürüz sahnede
Edm ve ben dedik dışımızdan: Olmadık henüz sanki onun gözünde ama biz bu olmuştuk, böyle olmayı seçmiştik zaten. Görünmez değiliz ki! Birlikteyiz sadece. 
Dünya buna hazır değildi sanki hala, mimarlık hiç hazır değil gibi.
Yine de saygılar duyuldu bizden öncekilerin aidiyet duygularına bazı inanç ve inatlarına.
O da değildik bu da değiliz şimdi. 
Olduğun kadar olmalı, ne kadarsa o kadarı çok güzel...




8 Nis 2022



Hayatın dallı güllü zamanları böyle geldi
onlardan esirgediğim zamanlar boncuklarıyla ipe asıldı.


3 Nis 2022

Eninde sonunda bahar geldi
hatta gelmeden geçti yaza el verdi
bir ağrı yine sol çukurda kardan kalma ve hayallerde bir ev bahar yeni ayıyla gelen
badem ağaçlarının rengine aşk olur hep içimdeki en sahici olan
alınan en iyi iltifat gelir akla: "Sahicisin, gerçeksin"


26 Şub 2022

Bugün dün geceden yola çıkmış bir gemi geldi.
Kendi söylediği şarkıya ağlayan  sahile vurdu bu duygu
Böyle kaldık...
Meğerse savaş geliyormuş biryerlerden.
Saçları örülü, güzel giyimli çocuklar ve çok güzel kadınlar...






25 Şub 2022

Bir gemiyi bekler gibi içimiz bugün...
Sebepsiz dalgalar
Merdivenler  sebepli kızaran yanaklar
Savaşlar uzak gibi ama hep içimizde bir yanda yananlar
gemilerde duruyor uzakta kimbilir

18 Şub 2022

Kedilerin Jude Law'ı "Bağımsız" ımızı da uğurladık.
O bizim eski bir arkadaşımızdı.




14 Şub 2022

Hazır olmayı bekleme yola çık diyordu belki
nasılda sıkıldı içi
gerçekten ocak bitmek bilmedi sündü şubatı çok sıkıştırdı belki...
Yola çık ve gör olanları dedi kar
Duygularını belli etmekten korkma ki karşıdakiler öğrensin dedi kartlar..
peki

3 Oca 2022

Tam da hepimiz bir ışıkmışız derken bir sperm ve bir yumurtanın birleşmesindeki ışık görüntülenmişken
yeni yeni yıllara yine ve tekrar tekrar girilmişken
hayatımız küçülüp içimiz büyürken
salgın dalga dalga eserken
yel değirmenleri ile taşlara çıkıp denizin soğuk kumuna uzanarak karşılamıştık ola gelecekleri.
Olacaklar yine olmak istedikleri gibi olsun
Biz de olduğumuz gibi burdaydık işte..