22 Ara 2010

asılı durdum bir an.





Her şey bilinçle kendimize bakmamızla ilgili sanırım. O bilinç ki bizi bizden etti, bizi her şeyden etti. Ama aynı bilinç aynı zamanda akıl oyunlarını keşfetti, doğayı keşfetti, keşfettiklerimizle aramızdaki boşluğu hava ile doldurdu. Hem daha özgürüz şimdi, hem hapsolduk bir aralığa.
-/-/-/ is easy diyor şarkı,daldım şimdi bu aralığa, asılı kaldım şarkıda, karşımda yanıp sönen şu ışıklarda, henüz kurumamış saçlarımda, metal masamın soğukluğunda, duvarda asılı kardeşlerimin resminde, kalörifere uzattığım ayağımın uyuşukluğunda, soğuduğu için artık sünmeyen peynirin ısırığında.okusam dediğim ama şimdi olmaz olan kiitaplarda, sıvası dökülmüş duvarın pahalı perdemi kirletme ihtimalinde, unuttuğum çiçeklerimin susuzluğunda, blogumu okuyup okumadığını merak ettiğim eski sevgilide, melankoli iyi bir şey! diyen arkadaşımda, tuzluğun içinde tuzlarla ama tuzlardan daha sarımtırak pirinç tanelerinde, yazının başını unutuşumda, ağzımdaki acılıkta, dökülen saçlarımdan yaptığım topakta, aslında bu metnin yazılış amacında, dün gece gördüğüm rüyayı yalan yanlış hatırlayışımda, bu şarkıları reklam dinlemeden, dinleme ihtimalinde, elim mouse pap'a değdiği için yanlış yerlere sıçrayan harflere, bir anda canımın çektiği kızarmış patateste, iyi bir şey değil yerine iyi bir şey yazdığımı farkedişimde, bu farkedişe doğa üstü anlamlar yükleyişime, parmaklarımla tuttuğum temponun klavyedeki pıt pıt sesinde, mutfaktan gelen kombinin ateşlenme sesinde, iki şarkı arasındaki sessizlikte te te te

Hiç yorum yok: