26 Eyl 2011

One pill makes you larger
And one pill makes you small
And the ones that mother gives you
Don't do anything at all

Go ask Alice when she's ten feet tall

And if you go chasing rabbits
And you know you're going to fall
Tell him a hookah-smokin' caterpillar
Has given you the call

And call Alice when she was just small

When the men on the chessboard
Get up and tell you where to go
And you have just have some kind of mushroom
And your mind is movin' low

Go ask Alice, I think she'll know

When logic and proportion
Have fallen sloppy dead
And the white knight is talking backwards
And the red queen's off with her head

Remember
What the doorman said
Feed your head
Feed your head

18 Eyl 2011

cabinet of curiosities

http://en.wikipedia.org/wiki/Cabinet_of_curiosities

Modern müzelerin ilk hali 16.yy.

İnsanın çevresindekileri anlama ve anlamlandırmak için birtür organizasyona gidişinin mekansal belirişi diyebiliriz
sanırım. Gerçekten anlamak için avlıyor ve nesneleştiriyor, kendisinide bu nesnelerin karşısındaki özne olarak
tanımlamalarda bulunuyor. Etrafındaki yaşam ile ilişkisini deneyimsel olmaktan kurtarıyor. Öngörülemez olan karşılaşmalar tek bir mekanda ve kurgulanmış tek bir zamanda öngörülü hale geliyor.




Gitme, dur, konuşalım.
Yataklara tek kelime kalmasın.

Özdemir Asaf / Bir KApı Önünde

15 Eyl 2011

Birçok şeye işitmekle inanıyoruz.Uzak ülkelere, oradaki insanlara, cennetlere, cehennnemlere, tanrılara ve tanrıçalara inanıyoruz, çünkü bize anlatılmışlar. Aynı şekilde, bize kendimizden de söz edilmiş, ana ve babamız, isim mevki, görevler vb. Doğru olup olmadıklarını araştırmayı hiç düşünmemişiz. Gerçeğin yolu sahte olanın yıkımından geçer. Sahteyi yıkmak için ise en kökleşmiş inançlarımızı bile sorgulamamız gerekir. Bunlar arasında en kötüsü de beden olduğumuz fikridir. Beden ile birlikte dünya gelir, dünya ile birlikte dünyayı yaratmış olduğu varsayılan Tanrı ve böylece o da korkuları, dinleri, duaları, kurbanları, çeşit çeşit sistemleri başlatır. Hepsi de kendi icadı olan canavarlardan delicesine korkan çocuk insan'ı korumak ve desteklemek için. Farkına varın ki siz doğamaz ve ölemez olansınız ve korku gidince tüm ıstırap biter.
Zihnin icat ettiğini, zihin yıkar. Fakat gerçek icat edilmemiştir, öyleyse yıkılamaz da. Üstünde zihnin egemen olamayacağı o esasa sarılın.

Eylemle ifade edilen inanç idrake götüren en etkili vasıtalardan biridir. (ben o'yum syf:350)

 

13 Eyl 2011

Bırak değişime ayak uydurmayı, değişen şey ne onu anlamak asıl mesele.

9 Eyl 2011

"Bilinç dışı dil gibi yapılanmıştır! " Jacques Lacan

nasıl?

Dilin simgesel bir sistemi olduğu gibi(yapısalcı soylem), bilinç dışınında simgesel bir sistemi vardır. Yani dil gibi bilinçdışıda bir göstergeler sistemidir. Dışsal gönderimleri yoktur.

Özne Dil aracılığı ile kendini göstergeler sistemine dahil eder.Kendini simgesel düzende bir gösteren olarak işaretlenmiş bulur ve öznelliğini bu şekilde kazanır. Dil öznenin gerçeklikle ilişkisini düzenler.Dil kültüre giriş ve bilinçdışının, öznelliğin kuruluşunu ifade eder. Dil'e giriş kültüre giriştir ve aynı zamanda, bu süreç, Lacan'ın analizinde, bilinçdışının oluşumunun ve işlevinin açıklanmasını verir

Lacan'ın Freud'un çalışmasından ısrarla aldığı ve kendi kuramında merkezi bir yere koyduğu formülasyonlardan birisi Oidipus Karmaşasıdır.

Oidipus aracılığıyla simgesel sisteme geçiş öznenin kuruluş sürecidir. İnsan yavrusu, böylece kendi bütünsel gerçekliğinden koparılarak simgesel gerçekliğin alanı içinde insan olma yoluna girer. Çocuk babasının adını edinerek simgesel sisteme adım atar.
Psychoanalytic theory came to full prominence as a critical force in the last third of the twentieth century as part of 'the flow of critical discourse after the 1960s'(Teresa de Lauretis, Freud's Drive (Basingstoke 2008) p. 3) and in association above all with the name of Jacques Lacan

Jacques-Marie Emile Lacan

Lacan daha cok bilinç ve bilinç dışı ile ilgilenen Freud un takipçisidir.Benlik psikolojisinden uzaktır. id-sper ego- ego kuramından uzaktır.
Lacan yapısalcılık üzerinden, özellikle ve belirgin olarak Yapısalcı Dilbilim üzerinden psikanalizi değerlendirmeye yönelir ve bu yönelimin ilk ortaya çıktığı yer psikanalizin bir bilim olarak nasıl anlaşılması gerektigi noktasıdır. Sonrasında nesnesini (bilinçdışını) ele alırken de aynı şekilde bu dilbilim modeli izlenmiştir.Bunun sonucunda, Lacan'ın Freud'u yeniden okuması geleneksel psikiyatriye göre çoğu zaman bir anti-psikiyatri olarak görünür.

6 Eyl 2011