''Hayatımız boyunca karşılaştığımız benzer olaylardan da görebileceğimiz gibi, kadınlar konuşmadıkları zaman, yeterince insan konuşmadığı zaman, Vahşi Kadın'ın sesi susar ve bu yüzden dünya doğal ve vahşi olanın sesinden arınır. Sonunda kurtlar, ayılar ve yırtıcı kuşlar da suskunlaşır. Şarkılar söylemeler, danslar ve yaratımlar da suskunlaşır. Sevme, onarma ve kucaklama susar. Temiz havanın, suyun ve bilincin sesleri yas tutar...
İç güdüler zedelendiğinde insanlar üst üste gelen saldırıları, kendilerine, çocuklarına, sevdiklerine, ülkelerine hatta Tanrılarına yönelik adaletsiz ve yıkıcı eylemleri 'normalleştiriler.'
Sarsıcı ve istismarcı olan şeylerin normalleştirilmesine karşı çıkmanın yolu, zedelenmiş içgüdülerin onarılmasıdır. İçgüdü onarıldıkça, onun bir parçası olan vahşi doğa geri döner. Bütün hayat, işkenceye ve anlamsızlığa dönüşene kadar kırmızı ayakkabılarla dans ederek ormana girmek yerine, el yapımı hayatta, tümüyle özenli hayata geri dönebilirz; kendi ayakkabılarımızı yeniden yapabiliriz, kendi yürüyüşümüzü yürüyebilirz, kendi konuşmamızı konuşabilirz. ''
Kurtlarla Koşan Kadınlar s.276
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder