Gökyüzü Kimin? Mimarlık Kimin?
20/3/2018 / skopbülten
URL: http://www.e-skop.com/skopbulten/gokyuzu-kimin-mimarlik-kimin/3733
Mimarlık, ürettiği
“mega” projelerle günümüz ekonomik sisteminin motoru. Aynı zamanda toplumsal,
ekonomik ve kültürel alanda yarattığı anlamlar ve örgütlediği ilişkilerle
hatırı sayılır bir iktidar alanına sahip. Bu nedenle mimarlık
üretim mekanizmalarının içerik ve sınırlarını, hâkim
ideolojilerin ve piyasanın manipüle ettiği ekonomik değerler oluşturuyor. Bu
anlamda mimarlık, ekonomik değeri yüksek büyük ölçekli nesneler üreten bir
hizmet ve uzmanlık alanı. Bu büyük ölçekli nesnelerin üretim mekanizmaları
içinde yer alan birçok insanın kişisel değerleri de, kendilerine dikte edilen
kimliklere indirgenmiş durumda. Mimarlık hizmetinin bilgi ve araçlarını edinmiş
kişiler, mimar, mühendis, tasarımcı, müteahhit, gayrimenkul danışmanı vb.; daha
temsilî düzeyde ise yetkili bir imza, pazarlama aracı bir yüz, bir etiket...
Mimarlığı talep eden ya da mimarlığın muhatap aldığı kişiler ise kullanıcılar,
müşteriler, işverenler... Mimari nesnenin ekonomik değerlerle işlevlendirilmiş,
anlamlandırılmış üretim mekanizmaları içinde tüm bu kimlikler, zorunlu ekonomik
bağlar ve güç ilişkileriyle birbirlerine bağlı olarak birarada duruyor.
Mimarlık hizmeti, ihtiyaçlar ve arzular arasında, kâr-zarar hesapları ve
pazarlıklarla büyük bir organizasyon. Bu organizasyonun ekonomik risklerini
göze alan baş kahramanlar ise inşaat şirketleri ve yatırımcılar. Mikro ölçekte,
çoğunlukla resmî olarak varlıklarını ispatlayabilecekleri bir kimlikleri bile
olmayan inşaat işçileri ise ölüm riskini göze alıyor.
Herkes İçin Mimarlık
Derneği (HİM), bu üretim mekanizmalarının tanımları içine hapsolmuş birçok kişi
ve kuruma başka bir mimarlık pratiğini ve düşüncesini mümkün kılan kamusal bir
aralık yaratmak amacıyla kuruldu. Derneğin yarattığı bu alan, piyasanın
ekonomik değerleri açısından bakıldığında sistemin işleyişinde bir arıza olarak
görülebilir; amatör, eksik, aksak, mekanize olamamış, ayakları yere basmayan
vs. diye nitelenebilir. Farklı bir açıdan baktığımızda ise, imkân tanıdığı
karşılaşmalarla, bulutsu bir örgütlenmeye hareket alanı sağlıyor.
Bu örgütlenmenin
yaşamsal hareketi içinde, piyasanın üretim mekanizmaları dahilinde tarif edilen
özne-nesne konumları, sınırlarından arınmış ve savunmasız olarak baş başa
kalıyor. Üretimin neresinde, ne oranda ve nasıl yer alacağınızın dışardan
belirlenmediği, bir karar merkezinin ve yaptırımların olmadığı, nihai bir
nesnel sonucu her zaman hedeflemeyen bu örgütlenmeye dahil olmak, piyasanın
üretim dişlileri içinde kişiselliklerinden arındırılmış, bazen marjinalleşmiş
birçok insan için hem özgürlük vaat eden hem de tedirgin edici bir deneyim.
Hareketin itici gücünü, henüz ekonomik sistem içinde bir kimlik olarak
tanımlanmamış, dolayısıyla bu alanın özgürlüğünü kendiliğinden kullanabilen
öğrenciler oluşturuyor.
Herkes İçin Mimarlık
Derneği, gönüllü öğrencilerle profesyonellerin biraraya gelerek, kentsel ve
kırsal alanları ilgilendiren toplumsal sorulara mimarlık ve tasarım bağlamında
yaratıcı cevaplar aradığı bir platform. Dernek, ilgi alanlarını ve
çalışmalarının içeriğini, ülke veya dünya gündeminde öne çıkan konulardan ya da
derneğe iletilen çağrılar arasından belirliyor. Yeniden işlevlendirme, onarım
ya da sıfırdan inşa yoluyla kamusal değerleri gözeten projeler üretiliyor; aynı
zamanda farklı yaş ve mesleklerden insanlarla, öğrenci ve çocuklarla atölye ve
etkinlikler düzenleniyor. Çalışmaların gerekliliklerine uygun olarak açık
çağrılar yaparak ya da davetler yoluyla konu hakkında ilgili kişi ve kurumlarla
iletişime geçilerek katılımcı süreçler oluşturuluyor. Çalışmalar, katılımcılar
arasında karşılıklı sorumluluğa ve iş bölümüne dayalı ilişkilerle yürütülüyor.
Gönüllülük esasına göre çalışan derneğin idari, lojistik, proje ve atölye
giderleri, üye aidatlarından, bağış ve sponsorluklardan karşılanıyor.
Derneğin e-posta
adresine iletilen her çağrı, ortak bilgi havuzu içinde tüm üyelerle
paylaşılıyor. Dernek üyeleri hangi çalışmaya dahil olmak istediklerine
kendileri karar veriyor ve oluşan ekipler haberleşme, tartışma, bilgi paylaşımı
için farklı ortamlarda biraraya gelerek, yapılacak üretimin planlaması, organizasyonu,
kurulacak işbirlikleri gibi konuları tartışarak projeyi olgunlaştırıyor.
Projelerin üretim sürecinde, bu işleyiş şemaları karşılaşılan yeni durumlara
göre değişiyor. Herkes ilgi duyduğu konuyla heyecanının ve enerjisinin yettiği
kadar ilgileniyor.
Dernek “Mimarlık kimin
içindir?” sorusuna “Herkes için” cevabını veriyor; mimarlığı hem herkesin ortak
bir değeri yapıyor hem de hiç kimsenin tek başına ya da toplumsal bir sınıf
olarak sahip olamayacağı bir değere yükseltiyor. Ekonomik bir getirisi olmayan
kamusal bir amaç için ortaya konan gönüllü emek ve mesleki bilgi de bir “iyilik” ya da “bağış” olarak tanımlanamıyor. Bu
anlamıyla, gerek kişisel deneyim ölçeğinde, gerekse kamusal ölçekte soru soran
ve farklı yaşam ve üretim biçimlerinin potansiyellerini arayan, alternatif
üretim biçimleri ve ortaklıkları tartışan, toplum yararını gözeten ve kamusal değerler yaratabilen, kariyer tanımları
dışında kişisel inisiyatif alanları açabilen, üretim süreçlerine yönelik bazen
cevaplanamaz soruların peşine düşebilen eleştirel bir hareket ortaya çıkıyor.
Karşılıklı ilişkiler
kurarak üreten, bilgi paylaşan herkes bu hareket içinde hem kendisi, hem de
“anonim” bir hiç kimse. Mimarlık hem herkesin yaşamsal hareket alanı, hem de
hiç kimsenin. “Ağaçlar, dereler, gökyüzü kimin” diye soran bir çocuk şarkısına,
“tanrının, Atatürk’ün, belediyenin” vb.[1] gibi cevaplar veren çocukların olduğu bir
toplumda ekonomik değer ve mülkiyet sınırları dışında bir mimarlık düşünmek,
bunun araçlarını ve koşullarını yaratmak elbette zor. Dernek bu anlamda
gökyüzünün hepimizin olduğu gerçeğini hatırlatan bir hayal...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder