27 Mar 2018

Oidupus

Lacan'a göre; Oidipus karmaşası, kültüre ve dolayısıyla insan olmaya giden zorunlu bir süreçtir; Oidipus’suz kültür ya da uygarlık olamaz Ancak bu dogal bir karmaşa degil, simgesel bir karmaşadır.Simgesel yapının devreye girmesiyle insan yavrusunun simgesel sisteme geçişini ve bu geçişte oluşan evreleri açıklar. Örnegin, buradada gerçek bir babadan sözedilip edilmediği önemli değildir, önemli olan Oidipus yasasını geçerli kılmak üzere simgesel baba işlevidir, ki bunun tanımı Babanın Adı olarak belirtilir. Böylece simgesel düzene giren çoçuk, kendi kültürel konumunu bu simgesel adı tanımakla edinmeye başlar. Burada dikat edilmesi gereken nokta, Oidipal Yasa'nın özünde simgesel bir yasa olmasıdır.
Oidipus aracılığıyla simgesel sisteme geçiş öznenin kuruluş sürecidir. İnsan yavrusu, böylece kendi bütünsel gerçekliğinden koparılarak simgesel gerçekliğin alanı içinde insan olma yoluna girer. Bu sırada, Oidipus yasası gerçek gerçeklik ile kişinin kendi arasında ve daha da öte kişinin kendi gerçekliği ile gerceklik düsüncesi arasında bir yarılmaya / bölünmeye yolaçar. Çünkü kendini Kültürel Düzenin simgeleriyle düşünen özne, bu anda kendine yabancılaşmakta, kendine ve çevresine dair bakışı dolayımlanarak mesafelenmektedir. Simgenin anlamı burada açıktır; dolayımsız ikili ilişkinin (anne-çcocuk) arasına giren üçüncü bir ögedir burada simge.
İnsan yavrusu, bu simgeyi kullanmakla kendini ötekinden ayırma imkânı edinir, ancak bu imkânın kendisi kendini bir zorunluluk olarak kabul ettirir. Yani bir Yasa olarak. İste, bu noktada simgesel düzenin başlıca yasasını Babanın Adı olarak ortaya çıkar. Baba, burada simgesel olarak Fallus’a sahip olan yetkeyi temsil eder. Fallus, cinsel organ anlamında değil simgesel yasanın yetkesini temsil etme anamındadır.Fallus’a sahip olan Babanın Adı’dır ve çocuk bu adı tanıyarak kültürün ve dilin dünyasına girer ve özne olarak o dünyaya tabi olur. Açıktır ki Hadım Edilme Korkusu denilen süreçte aynı şekilde simgesel bir süreçtir.
Lacan’a göre, Oidipus karmaşasıyla simgesel düzene dahil olmak, daha önce, Dil dolayımıyla belirtilmiş olan iki temel noktanın geçekleştirilmesi anlamına gelir.
Bilinçdışının kuruluşu,
ve böylece birey-öznenin kuruluşu.
Oidipus karmaşası olarak belirtilen karmasa ya da Yasa, anne ile çocuğun doğal ilişkisinin yasaklanması, ve bu yasakla doğan bilincdışı arzunun Babanın Adı'yla yeni imgesel biçimlerle ikame edilmesiyle çözülür. İnsan yavrusu böylece toplumsal biçimleri edinir ve birey-özne olur.Özetle, kültürel düzene girişin anahtarı bu kökensel bastırmayla sözkonusu olmaktadır.

Hiç yorum yok: