21 Şub 2019





Neşeyi ararken biz





‘İnsan varoluşsal bir sınav içinde. Savaş gibi yıkıcı dönüşümler...Geçmişin yıkımını  eski bağlamları yeniden kurmak için bir çağrı değil, tersine insanın kendisini yeniden kurması için birer çağrı...özellikle de tam yaranın olduğu yerde…’
Leboswood


"Zhuravli" (Russian: «Журавли́», IPA: [ʐʊrɐˈvlʲi], Cranes)
first performed in 1969, is one of the most famous Russian songs about World War II.
The Dagestani poet Rasul Gamzatov, when visiting Hiroshima, was impressed by the Hiroshima Peace Memorial Park and its monument to Sadako Sasaki a girl who contracted leukemia as a result of the radioactive contamination of the city. Following Japanese traditions, she constructed one thousands paper cranes, hoping (in vain) that this might save her life. Haunted Gamzatov for months and inspired him to write a poem starting with the now famous lines:
"I sometimes think that the fallen soldiers
Who have not returned from fields of blood
Never lied down to rot beneath our soil
But must have flown off as white cranes..."

18 Şub 2019

Dansçı /Deir El Medineh / Mezar zanaatçılarının köyü /Mısır
1550–1080 BCE



herkes devam edebilmenin cevabını birbirine sorarken
cevap mecburen sustu!

17 Şub 2019

OPE/2

 
Unutmuşken,
Bilinçli ve Bilinçaltındayken,
Hesaplanamazlar ile uğraşırken,
Gündelik olanı Aşk ile Ölüm arasındakini yaşarken...
Kadınların gelişiminde bütün ‘ev ekonomisi’ edimleri, yemek pişirme, yıkama, süpürme, sıradan olanın ötesindeki bir şeyi açıklar. Bütün bu metaforlar ruhsal-hayat  üzerinde düşünme, onu hazırlama, besleme, yetiştirme, düzeltme, temizleme, düzenleme yollarını gösterir.

Bu gündelik işler aracılığıyla Baba Yaga’nın öğretip Vasalisa’nın (Kitapta bahsi geçen hikayeden alıntı)  öğrendiği şey ise kocaman, kudretli, döngüsel, beklenmedik, öngörülemez, Doğa büyüklüğünde geniş ve engin, tuhaf, garip ve alışılmadık olan karşısında korkup sinmemektir.
(Estes, C., P., Kurtlarla Koşan Kadınlar, s: 114)

9 Şub 2019

Bu da böyle akşam olsun!
asalım kolumuzu uzaktaki bir arkadaşın omzuna
özlemek kendisi gelsin  ter kokusuyla
Neyden vazgeçtiğimizi hatırlasak
Kalbi de atsak sobaya
yakışıklı bir alevle yansa
kuzular uyusa

https://www.youtube.com/watch?v=zznlf3ZKQi0&ab_channel=Tamino


her gece bir şey gizler
arzuları çekip çıkaran derinden
yanan atestir
bizi uykuya teslim etmeyen.

yıldızlar yapar ne gelirse elden
parlasin diye beyaz inci
ulaşır günün ilk parıltılı esintisi.
ve yalnız olmadığı halde
korkar başkasını sevmemekten
ve asar kalbini onun gulumsemesine.
sonsuza kadar.

habibi, ateş yanıyor
tıpkı benim yandığım gibi
sevgilim, alevler tutuşuyor
benim küle döndüğüm gibi

ruhta yitip giden bir şeyler var
gözleri pasa terk ederek
ve ne zaman geri cagrilsa 
kafasını gömerek toza.

bu sırada sulara gömülen bir şeyler var
karanlıkta bir yere.
sen ve bendik. 
bunu sevdin, ben de öyle. 
hep böyle olalım istedin, içinde bir yerde. 

şimdi terketme onu,
bir şans ver.
son danstan sonra unutacak olsam seni keşke. 
ama her yerdesin, her zerrede.
her ezgi ve her küçük yara berede.
ışte oradasin.


çeviri kaynak: https://eksisozluk.com/tamino--272775










Enrico Donati with Yup’ik mask, c. 1948. Photograph by Tony Vaccaro

7 Şub 2019





Yun Sim-deok (1897-1926) was Korea’s first soprano and an early Korean pop figure, covered the song 'Danube River' composed by Ivanovici in 1926


 


Kim Woo-Jin is a stage drama writer while Korea is under Japanese occupation. 'The theory of death and life' şiirinden

6 Şub 2019



Çok uzaktan gelen hediyelerle ekmek kokusuna karışan bahar kokusu ile
bir seyahatteymişiz gibi ama degiliz!
Özgürmüşüz gibi yine ama değil,
Eski arkadaşlıkların acemilikleri gibi ama değil,