22 Ara 2015

İnsan kendisi için sıkılmadan usanmadan ölüm tasarlar.
Ölümü tasarlamak yazılan en iyi kitap, çekilen en iyi film, söylenen en iyi şarkıdır.


20 Ara 2015

Şu tabelalardaki ledler kadar neseli olsa her şey keşke

trafik ışığında duran arabaların kırmızı fren lambaları keşkesinde değil kendi kendine neşesinde

Şu kar soğuğunda asılı kalan Şu tarihi hamamın sıcak buharı

ısıtmasa da hiç kimseyi

ısrarla caddede ilerlerken

havada aslılı su damlası olmadan hemen önce  ve en zarif  figürünü

sokak lambası ışığında yapmışken

hemen altında duran arabaların umursamazlığına aldırmadan

şükretmiyorum bu odanın sıcağına

özlemiyorum da hiçbir heyecanımı

ölürken hep bir şeyler kıskanıyorum bu ledlerin neşesini

yazılar öyle akıp giderken yanıp sönerken çiğ renklerindeki neşe bir orda bir burda

17 Ara 2015

Thom Yorke: “Brit-pop bizim davetli olmadığımız bir partiydi. Fakat şimdi biz parti vermiyoruz, dolayısıyla kimse davetli değil. ha, ha, ha.”  demiş bir söyleşisinde.

Ben de davetli olmadığım bir partideyim sanki ve şimdi parti vermiyorum, dolayısıyla davetli yok.
Herkes burda şimdi böyle mi hissediyor acaba?

1 Ara 2015

Zihnimin ben olmayan hayallerinden kurtulmak
aslında ben olan yanakları, saçları, bakışları bulmak
istedim
nefes nefese nefesimi dinledim
uykumda rüyamı izledim
sol yanıma yatıp karın boşluğuma baktım
Sen daha doğmamış dediler

28 Kas 2015

bir kurşun



Bütün bu ölenler
bazen paramparça gürültülü dumanlı
bazen tek bir kurşun sonrası yüzükoyun sokakta
bazen evinin önünde çoluklu çocuklu
bazen de ama çok seyrek kediliğinden uykusunda
ama illaki bir sebepten
ciğerde toplanan su kesilen nefes

Ya hapsolan can lar cananlarından ayrı
Bütün bu olanlar

Elime taş düşse, boğazıma su kaçsa daha çok acıtır
bu acısızlık acımazlık bu alışmışlık
ekrana yansıyan donuk bakışlarım

Uzanmışım denize sırt üstü üstüm açık
deniz dümdüz
bir taş düşşe,   dalgasında ağlasam aksam denize

26 Kas 2015

6 gun oldu




Acıyor 

mutsuzluktan söz etmek istiyorum 
dikey ve yatay mutsuzluktan 
mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun 
sevgim acıyor 

biz giz dolu bir şey yaşadık 
onlar da orada yaşadılar 
bir dağın çarpıklığını 
bir sevinç sanarak 

en başta mutsuzluk elbet 
kasaba meyhanesi gibi 
kahkahası gün ışığına vurup ta 
ötede beride yansımayan 
yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi 
öbürünün bir kadından aldığı verem 
bütün işhanlarının tarihçesi 
bütün söz vermelerin tarihçesi 
sevgim acıyor 

yazık sevgime diyor birisi 
güzel gözlü bir çocugun bile 
o kadar korunmuş bir yazı yoktu 
ne denmelidir bilemiyorum 
sevgim acıyor 
gemiler gene gelip gidiyor 
dağlar kararıp aydınlanacaklar 
ve o kadar 

tavrım bir şeyi bulup coşmaktır 
sonbahar geldi hüzün 
kış geldi kara hüzün 
ey en akıllı kişisi dünyanın 
bazen yaz ortasında gündüzün 
sevgim acıyor 
kimi sevsem 
kim beni sevse 

eylül toparlandı gitti işte 
ekim falan da gider bu gidişle 
tarihe gömülen koca koca atlar 
tarihe gömülür o kadar

19 Kas 2015

Boşluksuz bulut odaya dolunca
Dolu dolu Yalnız
SarılDIM o zaten sarmışTI
Biraz alsam yanıMA
Biraz yutSAM gitmeden
Gelmez benim oralara
Oralar benim değil dermiş
Bu otel şimdi bura

Ama biz değil yumuk gözlüm yarın gitmiş
Gideceğini hiç söylememiş

Sen yine gel Ben yine gelirim o ama o hiç gelemezmiş

 foto by Senem Sinem

18 Kas 2015

Kimsiniz siz, burada beni bulan
ben daha kendimi bulamamışken
siz beni nasıl buldunuz?
ve ne anladınız kim bilir benden...
ve bilir misiniz burası ölülerin ardından ıslık çalanların ülkesi
daha neler neler...
çok soğuk burası
elimi kesmişim farketmemişim
200 kiloyu 8 adam asılmıştı
biz bunu hiç düşünememiştik

https://mattelliott.bandcamp.com/track/dust-flesh-and-bones

Dust Flesh and Bones


Some things are so dark that woe betide the light that shines on them
I swear to god I thought it was a sign  
This shallow grave recedes with every darkened patch of sky  
The withered, wearied features start resembling mine 
And in the disparate clamour of the chaos that surrounds you 
It's hard to know which of the voices that you hear  
Are your own  

Some things scar your heart so deeply that a howl is not enough  
To adequately purge the soul of pain 
Still you yearn for contact but the burden that you shoulder means 
you'll never trust a living soul again 
And in the disparate clamour of the chaos that surrounds you  
It's hard to know which of the voices that you hear  
Are your own 

This is how it feels to be alone, just like we'll die alone  

This is how it feels to be alone  
This is how it feels to be alone  
This is all that we can call our own  
Dust flesh and bone  
This is how it feels to be alone 
Just like we'll die alone

14 Kas 2015

1 Kas 2015

umutcuk vardı
balon oldu uçtu
ölmeye devam
şimdi turuncu bir valiz gelsin

28 Eki 2015

Üç tük
hep üç olduk
Düzlem olduk en nihayetinde
ve en asgarisinde
içinde olduk üçgenlerin alıştık
öğrendik köşeleri
köşelerde kararmadan durmayı
tüm bu olmaları öğrendik.

22 Eki 2015

“gülü çiğdemi filan bırak
sardunyayı karidesi filan bırak
acıyı ve ölümleri bırak
oy pusulalarını ve seçimleri bırak
evet
seçimleri özellikle bırak
çünkü açlık çoğunluktadır”
Turgut Uyar

18 Eki 2015

Ayvalık Sonbahar


Bu arayışlarımızın sonu yoksa  dedi
Ya bazı zamanların sonu yakınsa?
Amaaan dedi sonra....

15 Eki 2015

10 Eki 2015



Rengarenk ölüler

Ölmek bu kadar renkli ve kolay ve öylesine ya,

Yaşamak da bu kadar renkli ve kolay ve öylesine olsa keşke!

Kan Gar'a varmış

Bir de Gaz varmış






8 Eki 2015

Her şeyin birden fazla sebebi var!
İpek Yaz ilk kelimeler: Al Ver Baba Dop

5 Eki 2015

'iyi bir sanat eseri, insanların gürültüsünden, karmaşasından kurtarılıp sessizleştirilmiş, sezgi yumuşaklığına gelmiş ve susan bir şeydir. Dağların, ağaçların, kuşların, ırmakların yanına eklenecek bir şeydir'

http://kulturservisi.com/p/latife-tekin-iyi-edebiyat-dogaya-aittir-daglarin-irmaklarin-yanina-eklenir


2 Eki 2015

Ay gidiyor!
Canım ey
O en yavan dediğimiz öğretir de
O en derinine baktığımız bilmez
O en olmazdaki derini severim de bilirim de ben
Ay gidiyor!
Güllerim yanıyor...ve asfaltta tanklar yürüyor tıkır tıkır...


30 Eyl 2015

tutulmalar tutulmalar,
ölen çocuklar ve büyük adamların toplantısı...

28 Eyl 2015

İnsan yalnızken insandır. Gücünü yalnızlığından ve kendisinden aldığı zaman insandır. Gücünü kalabalıktan alanlar insanlıktan çıkar. Z. D. K.

20 Eyl 2015

Özneyi ve Nesneyi mutlak olmaktan çıkaran şey hikayesi

19 Eyl 2015

Bu tutamadığım içimdeki abzürd tül
yapışmış iç organlarıma
tülle sarılı iç organlarım kaşınıyor!

15 Eyl 2015

Bir yeni aydı, bir güneş tutulmuştu
ve doğmuştu Yaz bir zamanlar
ekelim tohumları üstünü altını düşünmeden
sevelim kedileri 
Yaz'ın gözlerine bakıp umutlu konuşalım
Bulutlar olsun bir sürü
Güneşi de çoklayalım her buluta bir tane
zaten kediler hep her yerde..

11 Eyl 2015

En kötüsü ne biliyor musun?
Kimse bu olanlardan utanmayacak...
Anlamasını beklemek zaten zor ama utanma bile olmayacak...
O en sevdiğimiz acılı şarkılar var ya
onlar da olmayacak

8 Eyl 2015

Herkesten tiksindim
tiksindim tiksindim
eşimden dostumdan, sokakta yanımda yürüyenden,
taksi şöföründen, nargileciden, büfeciden
uzaktan yakından akrabamdan
okul arkadaşımdan ilk okul ortaokul lise üniveriste
benim adıma konuşandan, susandan, bağırandan bağırmayandan
ölenden ölmeyenden herkesten tiksindim
tiksindim tiksindim
kusalım hep beraber kardeşcesine  ve kusmuğumuza bakalım tek başımıza hür!!

6 Eyl 2015

Daha ne kadar ölünür?
Daha ne kadar ölmeli?
Ölsek de bitmiyor
Ölmesek de
Niye ölüyoruz o zaman?

3 Eyl 2015

Var ama yok
yani yok
orda bir çocuk var ama yok
uyku gibi ama değil
yüzecekmişiz uykuda
ıslak kumun sertliğinde avuç
denizlerde ölmeyi ateşlere seçmiş gibi
uyku var gibi ama yok

18 Ağu 2015

Bir savaş nasıl filizlenir büyür, nasıl yenilir içilir
Gördük

3 Ağu 2015

Bir tepe olsaydı keşke şimdi şurada
Bazı sözler yuvarlanır dikkat et
Boynumda bir tesbih parlatır sözleri üzerime
Susasım var  ferahlıkla
Yutsak bulutları keşke şimdi burada
Ağlarız nasılsa her gereksiz ölüme şükrederek

27 Haz 2015

HAYAL İLE METAFOR ARASINDAKİ FARK

Bergson’da metaforlar aşırıya varacak kadar bol olsa da, hayallere çok ender rastlarız. Bergson için hayalgücü sadece metafor üretir gibi görünür. Metafor ifade edilemsi zor bir izlenime somut bir beden kazandırır. Metafor kendinden farklı psişik bir varlıkla ilgilidir.Mutlak hayalgücü’nün yapıtı olan hayal ise tersine, varlığını tümüyle hayalgücünden alır….Bu yanı ile metafor fenomenolojik incelemeye pek de uygun değildir. Metaforun fenomenolojik değeri yoktur. Metafor hakiki gerçek köklerden yoksun, imal edilmiş bir hayaldir.
Metaforun tersine, hayale kendi okur varlığımızı verebiliriz. Hayal varlık bağışlar. Mutlak hayalgücünün saf yapıtı olan hayal bir varlık fenomenidir, konuşan varlığa özgü fenomenlerden biridir. Mekanın Poetikası s: 106 dile gelen
Çağdaş bilimlerdeki kavramlaştırma konusuna çekmece metaforu ile karşılık veren Bergson’un metaforu kullanışını ilkel bir polemik olarak buluyor.
Çekmece metaforunu hayallere özgü o kendiliğindenliği bile yitiren, katılaştıran bir metafor örneği olarak tanımlıyor.
hayallere özgü kendiliğindenlik
Bir metafor önceden hissedilebiliyorsa, hayalgücü işin içinde değil demektir.
Metafor ifadenin yanlızca bir aracı olması gerekir, bunun bir düşünce olarak kabul edilmesinin tehlikeli olacaktır. Metafor sahte bir hayaldir, çünkü sözlü düşlemede oluşan bir hayalin, yani ifade üreten bir hayalin doğrudan erdemine sahip değildir. (ifadeyi kaba sokar)
Bazı nesneler olmasaydı içsel yaşamımız içsellik modelinden yoksun kalırdı. Bunlar karma nesnelerdir, nesne-öznelerdir. Bizim gibi, bizimle, bizim için bir içselliğe sahiptirler.
Armoire (dolap) sözcüğünü duyduğunda içinde tınlamalar uyanmayacak tek bir sözcük düşçüsü olabilir mi? 
Mekanın Poetikası s: 106 dile gelen

26 Haz 2015

Teze ilk görselini yapıştırdım.
Sinop cezaevi duvarı.....

25 Haz 2015

Hayatımızı Yola Soktu, Hayatımıza Huzur Girdi...

ve salyangozlar tezime girdi...


Absürd Fikirlere Çağrı: Kent Heykeli Yarışması

XXI olarak Absürd Fikirlere Çağrı yarışma dizisinin üçüncüsünü kent heykelleri için açtık. 25 Mayıs tarihinde sona eren yarışmada yarışmacılar, istedikleri kentin istedikleri yerinde, diledikleri teknikle tasarladıkları heykellere dair görselleri paylaştılar. 
URL: https://xxi.com.tr/i/absurd-fikirlere-cagri-kent-heykeli-yarismasi


23 Haz 2015

Artık ne modern öncesi bütünlük algısına ? sahibiz, ne 20.yy ın ütopyalarını

gerçekleştirebildik, ne de sosyal varlığımızı dünyaya uydurabildik, savaşları, yıkımları 

durdurabildik. Ama ısrarla hala inşa ediyoruz. Belki artık pek ütopyalar, hayaller yok ama 

inşa ediyoruz. İnşa ettikçe değiştirdiğimiz, değiştiğimizi varsayıyoruz. Hayal etmek ise yeni 

bir dine dönüştü. Olmak istediğimiz biz ve olan arasındaki boşluk hala aşılamayan 

genişlikte. isteklerimizi revize etmek ya da olan bizi revize etmek?

Heidegger Düşünceye Çağıran kitabında, düşünmeyi ikiye ayırır. Teknoloji devrimi ile ilişkilendirdiği “hesaplayıcı düşünce”, ve şeylerin gizini, anlamını açmamızı sağlayan düşünme biçimi olarak da sükunetle düşünen düşünce.  Sükunetle düşünen düşünce sermestilik( sarhoş olma hali) ve sırra açık olma tutumudur. (Heidegger, M., 2010, Düşünceye Çağıran, s:38-49)
Hesaplayıcı düşünme biçimi tanımı kolayca rasyonel düşünce, kartezyen düşünce ve beraberinde pozitif bilimlerin temelini oluştural bilimsel ve nesnel düşünme yöntemleri ile ilişkilendirilebilir. Yapılan hesaplar, varılan sonuçlar ve nedensellikler üzerinden elde edilen sistemler teknolojik devrimin de temelini oluşturmaktadır. Fakat teknoloji beraberinde bir yersizlik ve yurtsuzluk tur Heidegger için. Kendini bir zeminden koparılmış hissetmektedir.
Şeyleri sadece teknik bir şey olarak görmeyi red deder. Şeyleri yalnızca teknik şeyler olarak görme ve düşünmede bizi zeminsiz, bağlamsız, yersiz yurtsuz kılan nedir? Buna karşılık sükunetle düşünmede önerilen farklı tür ilişki eksik olan neyi tamamlar?

“daha öncede görmüş olduğumuz ve bazen son derece basit şeyler karşısında, çirkinlikler ve güzellikler karşısında bir şaşkınlık ortaya çıkmıyorsa hiçbir düşünce de üretilemez” s: 52

22 Haz 2015

imdat  imdat imdatttt
ve gidiyorum çunku dalımı kestiler sabah sabah!

16 Haz 2015


Bir yağmurlu bir güneşli bir doğmalar yine....



7 Haz 2015

seçim seçim seçim
uçaklı rüyalı
merkürlü marslı
konuşmalı konuşmalı beyaz şaraplı

17 May 2015

Ben gitti

bir karar verildi
vapurdaki kara böcekle karşıya geçildi
yine bir dans karşılıklı özgürlük dansı, kendi hapishanesine çağıran
buraya gelme diyen çizgilerde çiğnendi aşk
çiğnedikçe tatlanan o tadı ayaklarımdan söktü aklım
öylece dans edebildim böylece söyledim ama hiç bilemedim
kitaplarla bir deniz kıyısına varınca belki bilirim diye yine gittim..

23 Nis 2015

Kendimden sildiklerim
tüm danteller, hafif parmağa değen kıvrımlar
bir intikamın örgüsündeler şimdi
'çiçekli böcekli'  'dallı budaklı' lardan esirgediğim zamanlarım
biriktirip birikip nasıl da hoyratça harcandılar
tertemiz, çiçeksiz ve zamansız şimdi....




9 Nis 2015




4 ünde ay tutulmuştu, biz meraklı kedilerle Ankara'da

6 Nis 2015

Galiba anladım ama henüz anlatamam!

TURŞU BİR ŞİİRDİR!!!

31 Mar 2015

Ay tutmak üzere
bir yokuştan aşağı inen kişisel uzaklıklarla

rehineler cinayetler yangınlar ve karanlıklar
 biz yine düşman olmayı seçtik
devletin öldürmesi hak oldu
 haklı talepler suç oldu
birilerinin kahramanı birilerinin teröristi oldu
 korunması gereken insan değil devlet oldu
Sırları söyleyecekler sus oldu
 'Berkin' korku oldu
bilinçaltımıza ne çok şey oldu
 bu çelişkilerle yine yaşanmaz oldu!

29 Mar 2015

SAF OLUŞ: OLAYLAR


Özü  şimdiden kurtulmak olan oluşun eşzamanlılığı: aynı anda iki yönde gitmek, iki yöne birden çekmek oluşun özüne aittir.

*Ben büyüyorum  tek bir hamle ile  olduğumdan daha büyük ve yeni halimden daha küçük olurum. Küçülmeksizin büyüyemem, büyümeksizin küçülmem.

Sağduyu her şeyde belirlenebilir tek bir yön olduğunu kabul etmektir, oysa paradox iki yönü birden kabul etmektir  (s.17)

Bu bakışla Platon iki boyutu birbirinden ayırır.

1- sınırlı ve ölçülü şeyler boyutu. Bunlar ister geçici ister kalıcı olsun , hep durağanlıklar varsayan, şimdilerin belirlenmesini, öznelerin belirlenmesini varsayan sabit nitelikler boyutu.
Ben (özne) belli bir anda belli bir büyüklüğe sahip olmalıyım.

2- Ölçüsüz, saf bir oluş, daima şimdiden kurtularak, gelecek ile geçmişi, artıyla eksiyi maddenin eşzamanlılığında örtüştürerek iki yönde de durmaksızın ilerleyen tam bir deli oluş



Burada bahsedilecek ikilik bu idea ile madde, duyulur olanla zihinsel olan arasındaki ikililk değil


Bahsi geçen içerik maddi duyulur cisimlere gömülü gizli bir ikilik. ideanın etkilemesine maruz kalanla bu etkilemeden kaçan arasındaki ikilik. model kopya değil kopya simulakrlar arasındaki ayrım



Deleuze Anlamın Mantığı

22 Mar 2015

Evet 20 snde güneş tutulmuştu, huzurluydu , sınırlar çizilmişti biraz ben ile biz arasında
acaba simdi nelerin tohumu atılmakta idi...

19 Mar 2015

Evet tanıdık olmak, arkadaş olmak, aile olmak ve yabancı olmak bu kadar yakın aslında.
Biri yokuşta aşağı giderken diğer yukarı tırmanmakta o kadar.

12 Mar 2015

Zira senin üzerinde de bir gün otlar bitecek!

Uçan kuşlar martılar yeşil tatlı bir bahar....

6 Mar 2015

Bir yolu ilk keşfedenin
o yolun tekrar tekrar keşfedilişini izlemek kalışındaki sıkıntısı
çözümsüz...
sadece izlemeliii


8 Şub 2015

Müzeyyen

İçimizdeki Müzeyyen
gitti bugün
siyah takma kirpiklerinin bakışındaki siyah gözleri 
çapkın gülüşündeki siyah ben
gitti bugün
bir ses kaldı içimizdeki plakta derinden
hep demli hep isyankar hep ta içerden taaa dışarıya taşmalı
hep kadın kadın....

5 Şub 2015

Adalet hak hukuk ile ilgili tek güvence...hissedilen tek güc.....tek teselli... Bilinmez olana bir sesleniş: Hakkımı helal etmiyorum!  ve sonra arkamızı dönüp gidiyoruz işte.

1 Şub 2015

Hiçbir şey İstanbul'da lodosun ve güzel bir kitabı bitirmenin insanda bıraktığı hissin yerini tutamaz.
 Tehanu* 

18 Oca 2015

İki avucumun içinde ovuşturduğum tesbihin sesi
kıprtısız içime yaptığım kalp masajı gibiydi
tek tek çekecek sabrı bulamadığımızdan belki
kırılacak gibi kütür kütür 99larla koşuyorlar