....Hissedebiliyoruz ki, Kant felsefesi, " her tarafamahkemeler dikerek" ilerlemektedir -- ta ki yaşlılık eseri Yargı Gücünün Eleştirisi'nde yolunu yitirene dek. Ama bu yolunu yitiriş-- yargılama yetisinde "a priori" ilkelerin ve kategorilerin sağlam temellerini kaybetmesi-- Kant felsefesinin en güçlü yanı olarak sunuluyor.
Dikkate değer ikinci nokta, Deleuze'un Kant'ın "kategoriler" öğretisine getirdiği yorumun özgünlüğü. Buna göre kategoriler "zorunlu ve evrensel" olan, dolayısıyla her şeye atfedilebilir yüklemler: rastlantı, zorunluluk, birlik, çokluk, vesaire. Kategorilerin böyle bir tanımı Aristo'da da vardı oysa. Kant'ın Deleuze'ün çok iyi yakaladığı özgünlüğü, Aristo'da kategorilere dahil olan "zaman" ile "mekanı" kategorilerin dışında bırakmış olmasından kaynaklanıyor. Niçin? Çünkü zaman ile mekan artık öznelliğin kuruluş imkanı olarak değerlendirilmelidir. Bunlar bir önermeler mantığının, ya da cebirinin parçası olmaktan çıkarılmalı, Kant'ın "Benim Kopernikçi Devrimim" adını verdiği doğrultuda dünyanın açılımının koşulları haline getirilmelidirler.
Zaman ile mekanın birer kategori olmaktan çıkarılıp varoluş koşulları haline getirilmesi modern felsefenin ve fenemenolojinin başlamasına tekabül ediyor. Yaşantının, deneyimin koşulları nelerdir türünden bir sorudur bu. Ve ilk kez Kant tarafından sorulmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder