Tasarım sürecinde tasarımcı üzerinde ilk farkettiğimiz durum, pozitif bilimin kapalı devre olarak tanımladığı özne tanımının dışında davranışlar belirtmesidir. Çamur malzemeden maske tasarlamak isteyen öğrenciler ilk olarak daha önce maske ile yaşadıkları deneyimlerle bağlantılı olan fikirleri ortaya koyarlar. Kimisi için maske korkuyu çağrıştırır ve bu korkunun uzantısı palyaço maskesidir. Kimisi maskeyi ...... Bu tür çağrışımların ana kaynağı deneyimsel olarak edinilenleri barındıran “bellek” tir. Burda ki bellek tanımı kapalı devre olan öznenin edindiklerini anılar olarak kodlayıp, depoladığı bir “hafıza” değildir. Bellekte çağrışımlar kronolojik olarak sıra ile değil, sıçramalar ile olur. Tüm deneyimler tüm beden aracılığı ile kaydedilir. Tasarımcı, tasarım sürecinde nasıl sorusuna cevabı ilk olarak belleği aracılığı ile kendini çözerek başlar. Belleğin devreye girişi, tasarımcının “süre” , yani bir aralık olarak sürece dahil oluşudur. Çocukken görülen palyaço maskesi, belleğin bir bölgesinden umulmadık bir şekilde aktif hale gelir. Herbir tasarımcının belleği (birikimi) farklı, kişisel olduğu gibi süreç içinde hangi anı parçasının aktif hale geleceği de öngörülemezdir. Tasarımcı bu dinamik ve kişisel belleği sayesinde zamansal bir aralık olarak tasarım sürecine dahil olur. Bu durum aynı zamanda tasarımcının nitelikselliğidir.
Diğer taraftan malzeme olarak çamur da nesne olarak değil, zamansal bir aralık olarak çözünmeyi bekler. Malzemenin kaderinin açılımlanması.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder