12 Kas 2008

işte sana giriş.yada sonuç hepsi

Bergson’un bakışı özneyi ve nesneyi kapalı devrelerinden çıkarma, özgürleştirme yöntemi açısından önemlidir. Görelilik kuramının ortaya attığı yada bizi varlığına ikna ettiği; göreli durumlar, farklılıklar, çoğulluklar, konuma ve zamana aynı anda tabi olan durumlar, bir aralık içinde olma hali Bergson felsefesinde ve oluşturduğu kavramlarda bir bütünlük tarifi üzerinden ele alınırken (ayrıştırdığımız her duruma zamansal olanı geri dikmek olarak tarif ediyorum ben), farklı birçok alanda zaten ayrışma sonucu katılaşmış nesnellikleri dağıtma, sayısal olarak çoğaltma, daha küçük parçalara, olasılıklara bölme olarak karşımıza çıkar.

Bu anlamda Tasarım sürecini, tasarımcı(ayrışmanın özne olarak temsil ettiği) ve içinde bulunduğu ve ilişkide bulunduğu çevre (ayrışmanın nesne olarak temsil ettiği) yi birbirleri içinde kayboldukları ilişkiler bütününde ele almayı hedefleyen ve bu birbiri içinde kaybolma, akma durumundan niteliksel olanı (zamanı, tasarımcının kişiselliğini, çevrenin hikayesini, tüm farlılıkları zamana ve mekana göre değişen herşeyi ) ortaya çıkaran bir yeti,yetenek,araç olarak sezgiyi tanımlamak niyetindeki bu tezin en önemli referans noktasını yöntemi ve kavramları ile H. Bergson oluşturur.

Hiç yorum yok: